28 Mayıs 2011 Cumartesi

Bu bir efsane, bu bir efsane...


Kim inanır ki bir müzikal albümünün insanın başucu albümü olacağına. Nükhet Duru'nun "Bu Bir Efsane: Cahide" müzikalinin soundtrack albümü benim hayatımda bıkmadan dinlediğim birinci sıradaki albüm. Ne zaman ruhumu temizlemek-dinlendirmek istesem bu albümü dinlerim. Hem de hiç sıkılmadan. Çünkü sonuçta Cahide'nin hikayesini anlattığı için bir bütünlük içeriyor. Sözler Mehmet Teoman'a, müzikler Cenk Taşkan'a ait olunca senfoni gibi bir ilahi olup çıkıyor insanı meditasyona sokup-çıkaran.

Nükhet Duru'yu da ilk defa canlı olarak bu müzikal şehrime gelince izlemiştim çok az bir seyirciyle. O dönem şarkılarından sadece "Tokat" kalmıştı aklımda ve "Umarım bir gün, bir albümünde yer alır" dediğim bu muhteşem şarkı "Bana Rağmen" albümünde çok hoşuma gitmeyen bir düzenlemeyle yer bulabilmişti kendine ama bir çok şarkısının anlaşılamadığı gibi bu şarkı da hiç dikkat çekmemişti.

İnternet popüler olunca ve herkes ellerindeki albümleri müzik forumlarında paylaşınca ancak indirip alıcı kulağıyla dinleyebilmiştim bu müzikalin şarkılarını. Piyasaya satış amacıyla sunulduğunu bilmiyordum. Çünkü albümün ne çıktığına dair bir haber okumuştum, ne de buralara gelmişti.

Albümü her dinlediğimde sanki yeni bir şarkı keşfediyor gibi oluyordum, "Aa bu şarkıyı dinlememişim, aa bu şarkıyı nasıl es geçtim" oluyordum her seferinde. Oysa albümü tekrar-tekrar dinliyorum ama sanki her notası matematiksel şekilde, her dinlendiğinde heyecan yaratması için yeniden keşfediliyormuş hissi yaratması üzerine kurgulanmış gibi.

Albümü her dinlediğim de hayattan vazgeçmelerimden kurtuluyorum, yeniden umutlanıyorum yaşama karşı. Çok abarttığım zannedilebilir ama bu benim hislerim müziği bir ibadet gibi dinleyen biri olarak. Bunu anlamak için o anı yaşamak gerekir konsantre bir şekilde. Herkesin bu duyguları hissetme garantisi yok, mecburiyeti de. Ben bu albümle; bu sözlerle, müzikle ve yorumla tutturmuşum yaşam büyüsünü

Bu albümde Nükhet Duru'nun sesi insan sesinin en olgun ve kulağa en hoş gelen döneminde. Yükselebildiği kadar yükseliyor, büyüyebildiği kadar büyüyor ama en dokunaklı bir şekilde, en kontrollü bir şekilde, en düzgün bir şekilde. Gene her zamanki gibi, her şarkıda başka bir duyguya dönüşüyor, başka bir boyuta sokuyor insanı.

Ne albümmüş diyecekler şimdi bu anlattıklarımı okuyanlar ama öyle, bana bunları-güzel duyguları hissettiriyor, iyi geliyor bana kısaca. Yoksa ne bu albümden, ne de bu albümü hazırlayanlardan öğünüm geliyor. İnsan çıkar amaçlı iltifatlarında bu kadar samimi olmaz ki zaten. Bir yerden sonra patlak verir mutlaka.

Her neyse, asıl konumuza gelirsek, Nükhet Duru arşivimde eksik olan bu albümün orjinal CD formatına bu gün kavuştum İstanbul'a verdiğim sipariş üzerine. E, tabi ki çok mutluyum bir arşivci olarak. Hani insanın eksik bir yeri tamamlanır ya, öyle bir şey. Tamamlandım bugün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder