Bana sorarsanız ben bu listeyi Nükhet Duru albümleriyle daha da uzatabilirim. "Benim Yolum", "Çek Halatı Gönlüm", "Sevda", "Mühür" albümlerini nasıl görmezlikten gelebilirim ki.
Naim Dilmener eğer tüm zamanların en iyi albümü olarak Nükhet Duru'nun "Bir Nefes Gibi" albümünü kabul ediyorsa vardır bir bildiği ve buna kim itiraz edebilir ki. Yalnız kitabında Türk Pop Müziğinin geriye gitme sebebi olarak Nükhet Duru'nun arabesk söylemesini iddia etmiş. Nükhet Duru bir filmi dışında arabesk mi söylemiştir? Ben hiç bilmiyorum.
Herkesin Nükhet Duru'yu anladığı gün, müziğimiz olması gerektiği noktaya-seviyeye gelmiş olacaktır. Nükhet Duru' da farkındadır yaptığı müziğin şu anda anlaşılamadığının ve bir gün anlaşılacağının ama müziğe sadece eğlence ve ticari gözle bakılan bir kültürde bireysel olarak yırtınmanın da kısa vadede bir sonuç getirmeyeceğini bilmektedir. O yüzden pop-üler olmak yerine müziğe uzun vadeli yatırım yapma yolunu seçmiştir.
Yıllar önce de, yanılmıyorsam seksenlerin son yıllarından birinde, derginin adını da hatırlayamıyorum, 40 kişilik müzisyenlerden oluşan jüri Nükhet Duru'yu Türkiye'nin en iyi yorumcusu seçmişti.
Nükhet Duru'nun bana göre en iyi albümüyse sürekli değişiyor. Söz, müzik, düzenleme olarak tabi ki kalitesi tartışılmaz albümlerinin yeri sabittir ama bazen bir albümünü keşfedinceye, özümseyinceye kadar o albüme takılıp kalıyorum, o an o albümü çok seviyorum.
"Mühür" albümüne saplanıp kalmıştım bir dönem. On üzerinden on'luk bir albümdü.
Sonra "Çek Halatı Gönlüm" arınma albümüm olmuştu. Kompozisyon niteliğinde birbirini tamamlayan şarkılardan oluşuyor ve albümün nasıl başlayıp, nasıl bittiğini anlayamıyorsun. Murathan Mungan'ın sözleriyle sevgiliye yazılmış en güzel şarkı "Bir Tek Sevgili" de bu albümde.
"94" albümü müzik dünyasının pop senfonisiydi resmen. Belki de beste kalitesi olarak gerçekten Türk Pop'unun en iyisi bu albüm.
"Gece Saat Oniki" sound olarak en iyi albümü bence. Dinlerken mest oluyorum.
"Cahide"yse Nükhet Duru'nun yorumculuğunu sergileyen en güzel albüm. Sanki Nükhet Duru müzikal için yaratılmış. Eğer Amerika'da yaşamış olsaydı, dünyanın en iyi operet, kabare, müzikal sanatçısı olurdu. Peki kim farkında bu albümün?
Nükhet Duru'nun en gözardı edilen albümlerinde bile klasik sayılabilecek şarkılar var. Mesela "Her Şey Yeni" albümündeki "Güneşten Bir Parça" şarkısı gibi bir şarkı var mıdır pop müziğimizde? Keza "Ne Yazık" da öyle. "Beni Kör Kuyularda" yı bir dinleyin bu albümden, şarkı nasıl yorumlanırmış görün. "İspanyol Meyhanesi" ni anlatmaya gerek yok zaten. E geriye ne kaldı bir albümün iyi sayılabilmesi için? Bir sanatçı için de sanat adına kulağımızın alışık olduğunun dışında denemeler, fanteziler olacak ki heyecan gelsin müziğe, dolayısıyla ruhumuza.
"Sevda" ise albüme ismini veren şarkı ve "Bir İlkbahar Sabah"ı dışında popun kralı sayılabilecek nitelikte bir albümdür. Şarkıların adını saymaya bile gerek yok. Hepsi de on üzerinden onluk şarkılardır ama "Nerdesin" ve "Şadırvan" On üzerinden Yüzlük şarkılardır. "Ali", "Çok Uzak"...
Evet çok uzağız ne yazık ki kaliteye, gerçek müziğe, dolayısıyla Nükhet Duru'ya, yanıbaşımızdaki gerçek sanatçıya.
"Benim Yolum" albümü diyince herkesin aklına "Destina" gelir ama "Dağını yatak", "Ya Seni Ya Gençliğimi", "Gel de Yola Düşme" ve "Bir Yaşam"ın üstüne tanımam.
Nükhet Duru'nun albümlerinin düzenleme olarak eli-ayağı düzgün, orjinal yapıları vardır. Sadece "Aman Tanrım" albümü Garo Mafyan furyasıan kurban gitmiştir. Bazen düşünüyorum, aslında istiyorum, düzenlemeleri yetersiz albümlerini yeniden düzenletip güçlü senfonik bir orkestrayla ister eski vokallerini üstüne koyarak, isterse yeniden yorumlayarak piyasaya versin.
"Gümüş" soundu yüksek, düzenlemeleri sağlam ve Nükhet Duru'nun tarzının dışına çıktığı yenilikçi bir albüm. Doğu Kültürü olarak melodisi güçlü şarkılara alışmışız ya, bu albümde de "Türkan Şoray'ın Gözleri", Nazan Öncel bestesi "Döktür", Şehrazat bestesi "Yolun Uzun" ve adaptasyonlarında olduğu bu albümde Yıldız Usmanova bestesi "Nerde" ilk etapta insanı sarıp-sarmalayan şarkılar ama Alison Moyet bestesi "Canım Yanar", Goran Bregoviç bestesi "Dolunay" yüksek performanslı şarkılar. Bu şarkılardan "Dolunay" ı Sezen Aksu' da söyledi ama iki yorum arasındaki fark kıyaslanamayacak kadar açık.
Sezen Aksu "Bir Tek Sevgili"yi de söylemişti Murathan Mungan'ın "Söz Vermiş Şarkılar" albümünde ama süründürmüştü. Mümkünse lütfen kimse Nükhet Duru şarkısı söylemesin. Zaten kimse cesaret edemiyor da, edenler de rezil-kepaze ediyor şarkıları. Herkesin bayıldığı Sezen Aksu'da Nükhet Duru'ya bayılıyordu ki bir röportajında "Eve gelir gelmez ilk işim pikaba bir Nükhet Duru plağı koymak olur" diyordu. Bir konserde de, "Kendini yok etmek için bu kadar çabalayan bir sanatçı yoktur ama hala Nükhet Duru" demişti. Eğer hala Nükhet Duru'ysa yaptığı işler kendini yok eden değil var eden işlermiş ki hala Nükhet Duru. Bir sanatçının 2 milyar hayranı olacağına, gerçek müzik dinleyen 2 bin hayranıın olması daha iyidir. Sanat keşfedilmesi zor olandır ve amacı kitlelere inmek değil, kitleleri yukarıya çekebilmektir.
Naim Dilmener twitlerinden birinde, "Bir gün herkesi Nükhet Duru sevecek" diye ironi yapmış ama herkesin Nükhet Duru'yu anlayıp, sevdiği bir dünya zaten sanatın çıtasının yüksek olduğu, olumsuzlukların, kötü tarafların iyice törpülendiği, terbiye edildiği daha hümanist bir dünya olmuş olur. İşte o gün herkes Nükhet Duru'yu sevecek. Sanatçı kitlelerden her zaman bir adım önde, yaptığı işler gelecek zamanı da kapsayıp evrensel boyutta olmalı onları iyileştirebilmek için. Sanatçı popüler bir star olmak için yaptığı işten ödün verirse müziğe, sanata ihanet etmiş olur.
Şu sıralar "1981" albümün dinliyorum ama dönemsel mi, yoksa gerçek en iyi albümü mü bilmiyorum, bana en iyi albümüymüş gibi geliyor bu albüm. Düzenlemelerin çok müzikalite ve evrensel olması en büyük sebep bu albümü zirveye yerleştirmemde. Sözler, müzikleri çok güzel, ses, yorum zaten tartışılmaz biliyorsunuz.
Aldım Veda Mektubunu, Dans Dans Dans, Deli Diyorlar Bana, Gidiyorum, Gözler, Gözlerin Bulutlu, Hep O Kışı Hatırlarım, İstanbul İstanbul, Kaldırımlar, Papatya Falı, Seninle. Bu şarkıların hiçbiri eleştirilemez, anlatılamaz, ancak dinlenerek heyecan dolu müzikal bir yolculuk yapılır ve müzik adına sonsuz şeyler keşfedilir.
30 yıl geçmiş bu albümün üzerinden ama 80'ler, 90'lar ve 2000'lerde bu düzenleme kalitesinde bir albüm çıkmamıştır daha. Bunun kanıtı da başka popçuların günümüz albümlerine katlanamam ve bu albümü defalarca dinlememe rağmen hiç bıkmamam.
Müziğin ne olduğunu anlamak istiyorsanız "Deli Diyorlar Bana"yı hazmetmeniz gerekiyor müzik adına.
"Gözler"se hala çözemediğim bir şarkı ki her dinlediğimde çok heyecan duyuyorum. Arkada kemanlar senfoninin en güzelini yapmış. Nükhet Duru'ysa pop dans müziğinin nasıl söyleneceğine dair ders veriyor adeta.
"Gözlerin Bulutlu" da pop müziğinin çok üstünde bir şarkı.
"Hep O kışı Hatırlarım" tek kelimeyle mükemmel ötesi bir şarkı. Bir dinler misiniz lütfen? "Melankoli"den bile kat be kat güzel.
Ve "Kaldırımlar". Kapasite olarak yorumlanması cesaret isteyen kitap gibi bir şarkı. Dinle, dinle ders çıkar. Nükhet Duru önce hayata dair durumu izah ediyor, sonra da farklı bir tona geçerek sanki hesap soruyor yorumuyla. Şarkının sonunda sesinin rengiyle en üst düzeyde duygu katarak duruma karşı hassasiyetini sergiliyor.
"Papatya Falı" sanki bu ülkeden çıkmamış da, İngiltere listelerinin zirvesinden ışınlanmış bir dünya şarkısı gibi. Tokat, tokat gibi bir şarkı müziğin nasıl olacağına dair.
"Seninle"yi bilmeyeniniz var mı?
"Aldım Veda Mektubunu" aşk, ayrılık, duygusal, slow, adına ne derseniz diyin işte, "olamaz böyle bir şey" dedirtecek cinsten bir şarkı. Dinlerken insanı lime-lime ediyor.
"Gidiyorum" da benim öldüğüm şarkılardan biri. O yüzden tanımlayamıyorum.
Hakan Eren "En İyileriyle" albümüne "Dans Dans Dans" şarkısını niye koymadı ki? Herhalde yer kalmadı. İki albümü tek CD'ye sığdırırsan olacağı bu. Dans veya dans müziği denilince benim aklıma içinde alaturkalık barındırmayan katışıksız "batı" müziği gelir ve bu şarkı da onun en güzel örneği. Ama ne yazık ki içinde doğu ezgileri olmayan dans şarkılarının olduğunu, olabileceğini günümüz müzik piyaası unutturdu bize.
Ali Kocatepe'ye mesaj attım Türk Pop'unun en iyi albümleri sayılabilecek Nükhet Duru Long Play'lerini kendi şirketinden çıktığı için yayın hakları elinde olduğu halde CD formatında neden basmadığına dair. Kültür Bakanlığının manasız engellerini aşabilirse 33'lükleri tek-tek, 45'likleri bir albümde CD olarak hepsini basacakmış. Hadi hayırlısı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder