Nükhet Duru'nun sesini her şarkıda, her şarkının her bölümünde, her kelimesinde duygusunu en ince ayardan verebildiğinin farkında mısınız?
Nükhet Duru'nun en iyi albümü hep "şu" diyorum, "bu" diyorum, hangi albümünü dinlersem o an en iyi albümü o oluyor sanki ama, son kararımı verdim ve en iyi albümü "Melankoli", bence!
"Melankoli" şarkısında Nükhet Duru insan yapısının en hüzünlü tarafını, ruhuna en uygun şekilde ifade ediyor yorumuyla. Zaten sesinin orjinalinde melankolik, hüzünlü bir hava vardır Nükhet Duru'nun. Bu şarkının, bu duygunun ifade edilişinin en çok ona yakışmasının ardında da bu gerçek var büyük ihtimalle. Toplumsal yapı olarak hamurumuzda varolan bu temel duyguyu-melankoliyi bu şarkı üzerine anlatmaya ne kimsenin cesareti oldu, ne de gereği kaldı zaten bir daha. En güzel ve tek melankoli şarkısı.
"Haykırıyorum" inanın Nükhet Duru'nun en ama en güzel şarkılarından. Arkadaki kemanlar ve piyano, vokalde hüznün, isyanın en zirvedeki ses ve yorumu Nükhet Duru'yla birlikte gürül-gürül konçerto yapıyorlar adeta ve yüreklerimizi kanırtıyorlar. Bu şarkı Nükhet Duru'nun bazı şarkılarının gölgesinde kalmış en büyük hit olması gereken şarkılarından, bu albümün de en iyisidir bence.
"Yıldızlar" eşsiz benzersiz şarkılardan. Giriş çok senfonik ve de çok çağdaş. Nükhet Duru'nun sesi bu şarkıda yıldızlardan ricada bulunurken nezaket çerçevesinde. Sitemi de çok dokunaklı. Nağme yaparken de çok samimi ve asil.
"Hayat Umutla Başlar" Caz ve Senfoninin bir karışımı. Enstrümanlar çok ustaca yerleştirilmiş, yani şarkının formuna uygun mükemmel bir düzenleme. Nükhet Duru olgun, içten ve de özgüveni yüksek tondan bir tavsiyede bulunuyor sesiyle bu sefer. Şarkıya adını veren cümleyi de dostça, umut verici ve sevgi dolu bir şekilde hissettirerek söylüyor.
Tüm zamanların en güzel şarkısı olmayı ne kadar hakkıyla elde etmiş "Ben Gene Sana Vurgunum". Giriş mükemmel, sıradışı. Davullar başka bir şarkıda hiç bu kadar güzel kullanılmış mıdır? Yaylıların tınısı resmen ruhumuzu delik-deşik ediyor. Nükhet Duru giriş yapınca nasıl bir aşk ki darmadağın oluyorsun, "Ben Gene Sana Vurgunum" nasıl bir tutku dolu haykırış ki insanın aklı hafzılası almıyor. Şarkının yapısı da Ali Kocatepe bestelerinin yapısına uygun şekilde ikinci bölümünde şahlanan türden. Nükhet Duru'nun opera gırtlağıyla zirveye çıkıyor aşkın şiddeti-özlemi, bütün orkestra da canhıraş eşlik ediyor sevgili için pervane olunan bu aşka.
"Anılar"da bir çok şarkısında olduğu gibi giriş çok kısa ve çok harika. Şarkısına girer ve insanları ara müziklerle kandırmadan, oyalamadan söyler şarkısını Nükhet Duru. Müzik arkada gerçek görevini yapar senfonik bir şekilde ama çok sesli olarak. Vokallerle düzenlemeler aynı tondan olmaz hiçbir zaman. Tabi bunu müzikten anlamayanlar uyumsuzluk veya Nükhet Duru müziği kaçırdı olarak algılayabilir. Benim ruhuma çok hitap ediyor bu şarkı. Sözler müziğin ritmine nasıl uyum sağlamış; Söz mü müziği sürüklüyor, müzik mi dile getirmiş duyguları anlayamıyorsun. Keşke hep şarkı şeklinde konuşsak ne kadar kibar ve estetik olur. Bu şarkıyı dinlerken gerçekten geçmişte yaşadıklarımı ne kadar gözümde büyüttüğümü, o kadar da önemli olmadığını, olmaması gerektiğini duyumsuyorum şimdi tebessüm ederek. "Anılar koşuştular.." derken gerçekten sanki anılar insanın peşinden koşuyor, hesap soracakmış hissine kapılıyorsun, "Size borcum yok anılar.." derken de çok emin bir duygu var Nükhet Duru'nun sesinde. Hüzünleniyorsun ama aklın da başındadır artık.
Nükhet Duru'nun sesini her şarkıda, her şarkının her bölümünde, her kelimesinde duygusunu en ince ayardan verebildiğinin farkında mısınız? 4 saniyelik bir introdan sonra hiç göz boyamaya gerek duymadan savaş karşıtlığı hikayesine başlıyor Nükhet Duru. Öyle bir atmosfere sokuyor ki şarkı insanı, savaşın ne kadar kötü bir şey olduğu konusunda düşünmek zorunda kalıyorsun. Savaşın acısını yaşamış bir duyguyla barış dileyen bir ses devreye giriyor şarkının ikinci bölümünde. "Bombalar düşmesin.." derken sanki savaşı, o acıyı yaşamışlığın ruh halinin ifadesi var. "Her iki tarafta da insanlar...Kimler içim savaşır birbirini sevenler?". Çok samimi ve emin bir sesle sorulan sözler. "Haydi insanlar sarılın birbirinize.." derken gerçekten insanın ruhu kabarıyor, barışı hissediyorsun coşkuyla. Şarkı bir marş havasına bürünüyor finalde.
"Bir İnsan Doğdu". Ben bu şarkıyı sonradan duydum. Ama öldüm, bittim, bayıldım. Lokum gibi ses tonuyla dolu-dolu 70'lerin pop havasında bir giriş yapıyor ve şarkı söylüyor Nükhet Duru bu sefer. Bir çocuğun bütün kötülüklerden habersiz tatlı ve huzurlu bir şekilde hayata nasıl merhaba dediğini anne şevkatiyle sımsıcacık hissettiriyor. Ardından sevgiye dair mesajını veriyor ehemniyetli bir ses tonuyla ama müzikalitik bir şekilde. "Ne yazık doğdu insan derken.." hayatın getirdiklerinden dolayı pişman olunabileceğini, olunmaması için önlem alınmasına dair bir ruh haline sokuyor insanı. Şarkıda sevgiyi, aşkı, dostluğu, huzuru, mutluluğu, korkuyu, şüpheyi, güvensizliği bilen, yaşayan bir Nükhet Duru ses tonu ve yorumuyla duygudan duyguya geçiyorsun. Gerçekten şu hayatta bir insanın doğmasından daha kutlu bir şey var mıdır? Sevgiyle o mucizeyi yaşatmaksa insan olmanın bir gerekliliğidir.
"Cambaz" büyükler için yazılmış ama insanı çocuk hissettiren, davulla flütün profesyonelce dans ettiği bir şarkı. Sevinci, neşeyi, çocukluğa dair umarsızlığı ve de hayatın ne kadar değerli olduğuna dair mesajını da kocaman, mizahi bir şekilde veriyor. Düzenleme ve form olarak benim en çok sevdiğim, dinlemekten hiç bıkmadığım şarkılardan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder