31 Ocak 2018 Çarşamba

NÜKHET DURU – BİR NEFES GİBİ


 recep kumru
12 Mart 2015 

Daha önce çeşitli zamanlarda ve çeşitli sitelerde yayınlanmış olan yazılarımı burada yeniden paylaşıyorum. Bu yazılardan ilki, favori şarkıcılarımdan Nükhet Duru ve onun – bence Türk pop müziğinin en başarılı albümlerinden biri olan – ilk uzunçaları ‘Bir Nefes Gibi’ üzerine. Aşağıdaki linkten, bu albümde yer alan parçalardan kısa bir bölüm dinleyebilirsiniz:


Günümüzde seveni kadar, hatta daha çok sevmeyeni olan, ama daha ilk şöhret olduğu yıllarda okuduğum bir söyleşisinde kendisine Edith Piaf’ı  örnek aldığını belirtmesi ve yıllar içinde yaptığı çalışmaların genelde bu doğrultuda olması nedeniyle her zaman favori şarkıcılarımdan saydığım Nükhet Duru 1971 yılında, daha 17 yaşındayken kariyerine başlar. 1974 yılında ilk 45’lik plağı yayınlanır. ‘Aklımda Sen Fikrimde Sen’ ve ‘Karadır Kaşların’ adlı iki geleneksel parçanın yer aldığı ve fazla ses getirmeyen bu plak çalışmasının ardından Cenk Taşkan ve Mehmet Teoman ile bir ekip oluştur ve bir sahne şovu sergilemeye başlar. Bu şovda yorumladığı şarkılardan ikisi 1975 yılında ikinci 45’lik çalışması olarak yayınlanır: ‘Beni Benimle Bırak’ ve ‘Gerisi Vız Gelir’. Bu plak büyük bir beğeni toplar ve Nükhet Duru’yu bir anda yıldız yapar. 1976 yılındaki üçüncü 45’liğinden sonra Duru, 1977  yılında dördüncü 45’lik ve ilk LP çalışmalarını yayınlar.

İstisnaları olsa da, piyasanın genelde ‘aranjmanlar’ yani Türkçe söz yazılmış yabancı şarkılar ile dolu olduğu o yıllarda tümüyle yerli bestelerden oluşan ‘Bir Nefes Gibi’ adlı bu LP büyük bir ilgiyle karşılanır ve Nükhet Duru’ya ilk altın plağını kazandırır.

Şarkıcı, besteci, yapımcı Ali Kocatepe’nin şirketi 1 Numara tarafından yayınlanan plak, albüme adını veren ‘Bir Nefes Gibi’ ile başlıyor. Nükhet Duru, Onno Tunç’ un olağanüstü güzellikteki, yaylılar ve gitardan oluşan sakin düzenlemesi eşliğinde özlem dolu bu şarkıyı etkileyici bir şekilde yorumluyor ve o yıl kazandığı En İyi Yorumcu ve En İyi Kadın Şarkıcı ödüllerini hakkıyla aldığını albümün daha ilk şarkısı ile kanıtlıyor.

Albümün ikinci şarkısı, düzenlemesini Timur Selçuk’un yaptığı, daha önce 45’lik olarak yayınlanmış olan ‘Beni Benimle Bırak’. Bugün bile aynı keyifle dinlenen bu klasikleşmiş şarkı hakkında ne denebilir ki ?  Beste ve sözlerin güzelliği, uyumu, Nükhet Duru’nun başarılı yorumu, şarkının eskimeyip, yepyeni kalmasının en büyük nedenleri.

Belki de metaforik anlamlar içeren, alışıldık aşk şarkılarından farklı olarak, kendisine duyulan özlemin anlatıldığı  ‘Güneş’  adlı şarkıdan sonra, albümün en güzel şarkılarından biri olan ‘İki Göz Yaşı‘  geliyor. Bu kez, gözyaşını metafor olarak kullanan incelikli sözler, bestenin ve düzenlemenin olağanüstü güzelliği, yorumuyla bir kez daha kendine hayran bırakan Nükhet Duru… Bu bestenin düzenlemesini yapan Timur Selçuk, albümün ilk yüzünün kapanış parçası olan ‘Her Şey Yolunda Şimdi’’nin de düzenlemesini yapmış.

Albümün ikinci yüzünü başlatan ‘Canım Yandı’ kıpır kıpır melodisiyle o yıllarda oldukça popüler olmuştu. Belki de o nedenle 70’li yıllar deyince benim ilk aklıma gelen şarkılardan biri olan ve düzenlemesi Onno Tunç’a ait olan bu parçadan sonra, düzenlemesi yine Tunç tarafından yapılan ‘Al Beni de Yanına’ geliyor. Piyano ve yaylıların öncülüğünde besteyi mükemmel bir şekilde düzenleyen ve o incelikli, sıradışı sözleri, duyarlı bir şekilde, yaşayarak yorumlayan Duru, şarkıyı kanatlandırıyor ve bence albümün en güzel şarkısı haline getiriyorlar.

Albümde tek bir çalışması ile yer alan Norayr Demirci’nin düzenlediği ‘Kulis’ var sırada… Beste, sözler, düzenleme, yorum mükemmel. Öylesine ki, daha ilk mısrada sanki bir film izliyormuşcasına, şarkıda anlatılanlar gözümüzün önünde canlanmaya başlıyor.

Albümün yavaş yavaş sonuna yaklaşırken karşımıza düzenlemesini Timur Selçuk’un yaptığı ‘Gerisi Vız Gelir’ geliyor. Yine alışılmış aşk şarkılarının dışında, farklı sözlere sahip, Nükhet Duru’yu yıldız yapan ve bugün hala yepyeni kalmış şarkılardan.

Albüm, düzenlemesi Onno Tunç’a ait olan ve kaderci, karamsar arabesk müziğin egemen olduğu o yıllarda, sözleriyle umut aşılayan  ‘Haydi Uzatma Arkadaş’ ile kapanıyor.

Nükhet Duru, bu albümden hemen sonra yaptığı ikinci albümü ‘Melankoli’  ile yine büyük bir başarıya imza attı. Sonraki albümleri, konserler, TV programları, müzikaller ve kabareler ile başarısını sürdürdü ve kariyeri günümüzde hala devam ediyor. Şarkı söylemeye başladığı an, diğer tüm özelliklerini unutturarak sesine, yorumuna hayran bıraktıran, hele sahnede, canlı söylerken, tıpkı ‘Kulis’ şarkısında belirtildiği gibi devleşen, Türk popunun gelmiş geçmiş en iyi yorumcularından Nükhet Duru’nun bu çalışmalarından daha sonraki yazılarımızda söz edeceğiz.

Bu yazıyı, yine aynı yıllarda ama biraz daha sonra, başarılı bir ekip çalışması gerçekleştiren Melih Kibar, Çiğdem Talu ve Erol Evgin ekibine benzer bir şekilde, mükemmel bir uyum sağlayarak ortaya olağanüstü güzellikte yapıtlar çıkaran Cenk Taşkan ( veya asıl adıyla Majak Toşikyan ), Mehmet Teoman ve Nükhet Duru ekibinin bu albümünü tüm müzikseverlere tavsiye ederek bitiriyorum.

https://recepkumru.org/2015/03/12/nukhet-duru-bir-nefes-gibi/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder