6 Nisan 2009 Pazartesi

Şantözlükten Sanatçılığa Nükhet Duru

Nükhet Duru'nun sanat yaşamında dört aşama var.. Birincisi, şantözlük dönemi..
Şantözlük, aslında bir acemilik dönemi sayılır. Ama şantöz gelen, şantöz kalabilir.. Kendilerini geliştirmeyenler yerlerinde sayarlar. Ama bazıları vardır8, kaplarına sığamaz. Kendilerini geliştirir, yeni şeyler öğrenirler. Hırsla, itirasla, inatla, gayretle bir sıçrama yapmak isterler.
Nükhet Duru, buna en iyi örnek. Onun kendisine "şantöz" dediğimiz, ama gözündeki ışığı da görebildiğimiz acemilik dönemini çok iyi hatırlarım.. İlk kez Fuar'da sahneye çıkıyordu. Manolya Bahçesi'nde Zeki Müren'in alt kadrosunda yer almak, ama Büyük Efes Oteli'nde kalıyor olmak, çok hoşuna gitmişti. Sevecen, insanlarla çabucak dostluk kurabilen, en ufak bir kaprisi olmayan saf bir kızdı.
Çat kapı gelir, kendi çayını kendi söyler, oturup bulmca çözer, herkese takılır, am herkese de kendini sevdirirdi.
Nükhet Duru'nun bu ilk aşamasında onu kim tanımışsa şanslıdır. Komplekssiz bir güzel kızı daha yükseklerde görme isteği herkesin gönlünde oluşmuştu çünkü.
İkinci aşama, onun Ali Kocatepe ile tanışması, Ali'nin o birbirinden güzel şarkılarını geçmesi, kıscası şantözlükten sıyrılıp kalite yolunda ilerlemesidir.
Ali Kocatepe, Nükhet Duru'da gelecek görmüş ve gerçekten tüm şarkılarını ona vermişti. Nükhet Duru, her şeye açık, güzelliğini doysıya sergileyebilen, sesini en iyi şekilde kullanan, sahne şovunu kusursuz icra eden bir yıldız olma yolundaydı artık. Ali'nin şarkıları onun eşsiz yorumuyla ayrı bir lezzet olmuştu kulaklarda.
Üçüncü aşama, Nükhet duru'nun Hürriyet Gazetesi'nin o yıllardaki sahibi Erol Simavi ile tanışmasıdır. Erol simavi çapkın dam. Gönül Yazr'dan yeni ayrılmış. Nükhet duru'ya da sırılsıklam şık olmuş.
Ama ilginçtir, Simavi, onu bir altın kafese koymak yerine özgür davranması konusunda adeta teşvik etmişti.
Ama Nükhet Duru, koskoca bir gazete patronunun sevgilisi olmanın kendisine tanıdığı özeli, eski dostlarına mesafe koyarak gösterdi. Aslında o, kendini bir altın kafese koydu.
Sonra bir gün o kafesin kapısı açıldı. Nükhet duru, kendi kanatlarıyla uçtu. Yere kendi ayaklarıyla kondu. Yaşam ve sanat serüveninin dördüncü aşamasında daha güçlü olması gerektiğinin bilinciyle yoluna devam etti.
Bugünün Nükhet Duru'su bu aşamayı hala yaşıyor. O, geçmişten ders almış, bu noktaya tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş bir sanatçı artık. Şantözlük yılları gerilerde kalmış. Ses yine iyi, güzellik yine var. Müzik, sahne başarısı onun için artık çocuk oyuncağı. "Olmuş" derler ya, işte öyle bir şey.
Tayfur Göçmenoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder