31 Aralık 2011 Cumartesi

En İyi Yorumcu Kimliğimi Kimse Elimden Alamadı

30/5/2001

*"İnançlarıma, inatlarıma, küskünlüklerime, ekip de biçemediklerime, değişen kavramlara rağmen buradayım." diyorsunuz yeni albümünüzde. Sıkı sıkaya bağlı olduğunuz inançlarınız, inatlarınız ve küskünlükleriniz neler?

-Müzikteki arayışlarıma yeterince imkan bulamadım, hep kendi yarattığım imkanlarla arayış içinde oldum. Bundan 3-4 yıl önce moda olan nostalji serisi ve çok sesli Türk müziği denemelerini aslında ilk defa ben yaptım. Ama yasaklı olduğumdan, o zamanlarda özel televizyonlar olmadığından, o zaman bu çalışmalarımızı halka çok az miktarda duyurabildim. Bu arayışlarım sırasında çok doğru yolları yakalamış olmama rağmen bunu duyuramamaktan başarısız kavramı ile karşı karşıya kaldım. Halbuki çok sesli Türk müziğinin ve türkülerin çok sesli hale getirilmesinin baş savunucularından biriyim. Eurovision'a girdiğim şarkılardaki ezgiler de buradan yola çıkarak hazırlanıyordu. Dünyaya zaten bildikleri normlarla seslenmek yerine, ulusal değerlerimizden evrenselliğe çıkılmasının gerektiğine inanıyorum. Onların rock şarkılarını seslendirip "Aaa ne güzel söylüyor maşallah" dedirtmenin bir anlamı yok ki. İnatçı bir kişiliğim olduğu için koltuğum birkaç kişi tarafından parsellendi; ama modern Türk müziğinin en iyi yorumcusu kimliğimi neyse ki elimden alamadılar.

*Ekip de biçemedikleriniz nelerdi?
-Yine o yasaklı dönemde, çok güzel şarkılar yapıp denetimin kılıcıyla karşı karşıya kalıyorduk, bugün keşke o denetimin bir bölümü olsa dediğimiz anlar da geliyor; ama biz o yasaklardan o kadar ağır nasibimizi aldık ki... Ben ise köşe başını tutmayan, ilişkilerini neredeyse yabani seviyede tutan bir insanım, yani beni korusun diye belli insanlarla ahbaplık gütmem. Ahbapsam ahbabımdır, değilsem de değilimdir. Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmam.

*Hiç ödün vermediniz mi?
-Bir defa Nükhet Duru ilkelerinden ödün vermedi. Önce kendine, sonra yaptığı işe yüzde yüz inanarak girdi. Ama inanmadığım bir işe de çok satacak veya çok sükse yapacak deseler de girmem.

*Peki bu değişen kavramlar?
-Değişen kavramlar şunlar; promosyon taktikleri, çeşitli yerlere dayanabilme imkanları, insan ilişkileri çok değişti ve çok farklılıştı. Ben mutlu azınlığın şarkıcısı olarak gösterildim bir dönem ve onlar tarafından da alaturka söylediğim için dışlandım. Bu yüzden kavramlar çok değişti. İnsanların talepleri değişti; çünkü halk portresi değişti. Köylünün kentlileşme sürecinde kendi starlarını yarattılar ve biz geçiş döneminde 5-6 tane kaliteli iş yapmaya çalışan arada sıkıştık. Kendinden, sanatından ödün verenlerin albümü sattı; ben vermedim ama satmadım da.

*Bana rağmen demişsiniz!?
-Bana rağmenin altında, tüm bunlara boyun eğmemem ve inatçı kişiliğimle yine beni sevenlerle el ele kenetlenmem yatıyor. Çok daha akıllı ve çok daha planlı olabilirdim. Önüme çıkan fırsatları hiçbir zaman değerlendirmedim.

*Sizi müziğe bağlayan etkenler hâlâ devam ediyor mu?
-Şarkıcılığıma hiçbir şey olmadı, aksine gelişti. Alkol ve sigarayla aramın olmaması sesimin daha iyi olmasını sağladı teknikle birlikte. Yaşam biçiminin istikrarlı ve köşeleri çok belirli olması. belli bir kitlenin elimi hiçbir zaman bırakmamasının bir nedeni oldu. 9 yıldır hiçbir hit şarkım yoktu, ama bu albümümden birçok hit çıkacak. Eskiden promosyonda yaşadığımız sıkıntılardan dolayı çok yukarılarda kalamıyorduk. Çünkü albümlerimin hepsini kendim yapıyordum. Bir Allah'ın kulu çıkıp da destek olmadı bana.

*Albümünüzde bir şarkı var: Sözleri "Son sözümü söylemedim daha, ne aşklar geldi ne acılar geçti, gidenler gitti ben buradayım" diye başlıyor. Nükhet Duru tarzıyla bir meydan okuma var. Bu haykırış, meydan okuma niye?
-Aslında çok ezilmiş, çok hırpalanmış, genç kızlığa geçemeden hayat kavgasına girmiş olmaktan ve hayatın içinde de alınabilecek maksimum darbeyi almış olup gene de ayakta kalmayı başarmış olabilmekten geliyor. Hayata karşı sımsıkı pençelerle sarıldığımı doğadan gelecek her şeye de saygılı olduğumu gösteren, o bitti artık diyenlere de "bi dakika, daha son sözümü söylemedim, yavaş olun" demek. Son sözümü giderken söyleyeceğim, daha benden kurtulamayacaksınız.

*Bu albüm için Nükhet Duru'nun klasik yorumculuğunun günümüz sound'uyla birleştirilmesi bakımından önemli bir çalışma yorumu yapılıyor. Bundan Nükhet Duru'nun değişimini mi yoksa yenilenmesini mi çıkarmalıyız.
-Nükhet Duru'nun dünyaya kulaklarını kapamadığının, gözlerine de at gözlüğü takmadığının altını çizebiliriz. Bunun örnekleri dünyada da var, klasik olmuş şarkıcılar günün sound'unda eserler okuyabiliyorlar. Barbara Straisient ve Celin Dion klasik tarz balat şarkıcılarıdır bunlar, ama güzel gelmiş yeni sound'da bir şarkıya sırt çevirmiyorlar. O zaman ben de çevirmem.

*Yirmi sekiz yıllık müzik hayatınızda çeşitili denemeleriniz oldu. Bunları kendinizi bulmak gibi kaygıdan yola çıkarak yaptığınızı söyleyebilir miyiz?
-Bunun içinde kadın olmanın getirdiği kişilik değişimleri var. Her kadın beş yılda bir çeşitli değişimlere uğruyor. Evli olmak, çocuk sahibi olmak, toplumda yer sahibi olmak, iş kadını olmak. İşte tüm bu değişimler benim müzik yaşantıma da yansıdı. Evlendiğim zaman başka bakmaya başladım, anne olduğum zaman daha farklı bakmaya başladım. Boşandıktan sonra yeniden evliliği arzuladım. Çünkü ben yerleşik düzenin içinde özgürlüğü seven bir insanım.

*Ama tam tersi bir yansıması var bizde?
-Kimse beni sokaklarda gece kulüplerinde, onunla bununla kakara kikiri görmedi. Özgürlüğüm benim kendi dünyamın içindedir, evimdedir. Hayatımı bir model olarak görüyorum, zaten onun için bir kitapta toplamayı düşünüyorum, yani kendi doğrularım, kendi yaptıklarım, yaşam biçimime de paralel, tenakuz içinde değil.

*Nasıl bir kitap olacak yaşamınız?
-Ben eleştiriden, nefretten sevgisizlikten tamamen uzak dururum. Kişiliğimde var olduğu söylenen pozitif tavırlarım bu tabularım sayesindedir. Sevgisiz bir muhabbet olmaz. İçime sinmiyorsa da ya içime kapanırım ya uzaklaşırım. Onun için kimsenin eyvah benim hakkımda neler yazacak diye bir endişesi olmasına gerek yok.

*Bir yandan Nazım Hikmet, Sebahattin Ali, Murathan Mungan gibi Türk edebiyatına yön vermiş kişilerin şiirlerini okuyorsunuz diğer yanda Aysel Gürel'in yazdıgı sarkı sozleri...
-Bütün bunun altında yatan, geride niteliksiz ve niceliksiz bir şey bırakmamak.

Zaman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder