1 Ocak 2012 Pazar

"Aç gözünü adamım, acele iştir yaşamak..."


"Aç gözünü adamım... Yeşeren otlara bak. Şu kızın adımlarındaki arzuya bak."

Gerçekten bir şeyi sevmek için önyargılarımızdan sıyrılmamız gerekiyor ama bunun için önce özgüven denilen en kahramancasından cesaretin hamurumuzda, yapımızda bulunması gerekiyor. Yoksa  "Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler." sözünde olduğu sanatçının olmadığı yerde eğlendiricilere star muamelesi yapıldığı gibi, onların da sanatçı olduğu zannedilir ve gerçek sanat yapanların yaptıkları da fazla gelir yabancı kalındığı için ve farkına varılmaz kalitesinin. Hem kendisi olunamayan toplumlarda birisi ne derse onun dediğine inanılır, sanat ve sanatçı diye de çok satarların peşinden sürüklenilir gidilir. Gerçek sanata, sanatçıya ilgi duyarak hem dalga mı geçilsin! Yoksa çoğunluktan ayrılırsa deli gözüyle bakılır. Bu bireyinden iktidarına kadar aynıdır. Yoksa klasik-caz-rock-opera gibi müzik türlerin yayını engellenir mi "dinlenmiyor" diye? Sen dinletmezsen dinlemezler, dinlemezsen dinletmezler. Bu kadar basit.

Lafı şuraya getireceğim gene. Nükhet Duru'un bazı yaptıklarını eleştirenlerin de bu sınıflardan bir farkı yok bence ama kimse üzerine alınmasın. Bazıları renklerine ve zevklerine uymayınca yapılan işleri kötü bulabiliyor. Oysa iyi veya kötü göreceli olduğu gibi gerçekten iyi ve kötü vardır. Kötü kişinin kendisine yabancı olan olmamalıdır. Orada bir deneysellik, bir yaratıcılık, bir yorum, bir isyan, bir duyarlılık, bir güzellik, bir duruş, bir estetik veya başka şeyler olabilir. Acaba burada emek, çaba veya başka şey mi kötüdür, bunu algılayamamak, inadına kör olmak mı?

Gerçketen Nükhet Duru'nun bu albümde dediği gibi sevmek zordur. Gerçek sevgi, sevmek emek gerektirir ve asla çıkar barındırmamalıdır. Yoksa ben şüphe ederim o sevgiden. Güzel bir şeyler yakalamak istiyorsak hayattan, biraz alıcı kulağı ve gözüyle yaklaşmalıyız her şeye karşı. Önyargısız sevgi ve saygıdan bir şey kaybetmeyiz ama kazanabileceğimiz bir şeyler olabilir. Bu kazanabileceklerimiz de kendimize dair, kendimizi tanımamıza, keşfetmemize dair olabilir. Peki bundan daha büyük bir kayıp olablir mi?

"Aç Gözünü Adamım" Nükhet Duru'nun en ihmal edilen albümü diyebilir miyiz bilmiyorum ama o albüm gerçekten bizden renklerin çağdaş bir şekilde yorumudur. "Mahmure" şarkısı ile Nükhet Duru çoğunlukla kontakt kurabilmiştir ama Nükhet Duru başka şey anlatmıştır, bu şarkıyı dinleyenler başka şey anlamıştır. Üzgünüm ama burada herkesin algıladığı gibi bir "fingirdeklik" söz konusu değildir bu şarkı ve diğerlerinde. Ben bu albümü dinlerken kültürümüzün operet şeklinde yorumu gibi gururlanıyorum. Nükhet Duru'nun şarkılarını iyi kulak verirseniz zaten tereciye tere satmıyor, bizi evrensel bir şekilde yorumluyor. Anlaşılamamasının sebebi de bu çağdaş ve evrensel ifade biçimi zaten.

Bu albümde de bir bütün olarak yaşama dair kompozisyon vardır isyanıyla, mesajıyla, duygusuyla, duyarlılığıyla, sıradan nağmeler vardır ama  samimiyetle. "Aç gözünü adamım, acele iştir yaşamak..."

1 yorum:

  1. bu albumun cdsi surulmeli piyasaya yine benim yolum albumununde..

    YanıtlaSil