Albümü dinlerken müzik dinlemiyorsun sadece, duygusal anlamda teslim oluyorsun, olmak zorunda kalıyorsun, duygudan duyguya sürükleniyorsun.
"Melankoli", "Haykırıyorum", "Yıldızlar", "Hayat Umutla Başlar", "Bir Daha Asla", "Anılar", "Harp ve Sulh", "Bir İnsan Doğdu" ve "Cambaz" hepsi de muhteşem ötesi şarkılar ama "Ben Gene Sana Vurgunum" bambaşka bir şey. İnsanın kanını donduruyor dinlerken. İnsanı lime-lime enine doğrayıp, sonra bir de dikine doğruyor sanki. İnanın ölmek zorunda kalsam, bu şarkıyı dinlerken ölmek isterim. Zaten dinlerken kendimden geçip ölü gibi olduğum, hayattan koptuğum için, hiç acı çekmeyeceğimden eminim.
BEN SANA VURGUNUM ve MELANKOLİ gerçekten de Sabahattin Ali'nin sanki diğer dünyayla iletişime geçtiği, yazıyı dizeyi aştığı inanılmaz derin sözler... Üstüne bir de Ali Kocatepe'nin bestecilik yaşamı boyunca yarattığı en iyi iki bestesi ve DURU'nun olağanüstü ses ve yorumu... Sanki Randy Crawford, Barbra Streisand, Shirley Bassey, Ayten Alpman, Mariah Carey gibi dev sesler aylarca sanatçıya nefesler üflemiş; sonra da bir köşede oturup yıllarca ağlamışlar en imkansızı yarattık diye... Öylesi teatral, yürekten, derin, eşsiz bir yorum ve O, tüm bu dev sanatçıları aşan yorumlarını yaparken neler yaptığının farkında bile değildi belki de... Böyle bir yeteneğin kıymetini bilelim, sanırım dünyada bu denli iyisi yok, belki de olmayacak...
YanıtlaSil