Eskiden hiç sevmediğim Bruce Springsteen'i çok sevmeye başladım mesela. Leonard Cohen'e bile yüz vermezdim eskiden. Ondan öte ben erkek sesine tahammül edemezdim. Caz müziğinin Ella Fitzgerald gibi daha popüler ve Sade Adu, Basia gibi Pop Caz tarzını dinleyebilirdim en fazla. Şimdilerde Aretha Franklin, Nina Simone, Billie Holiday gibi insanın içini acıtan sesleri severek dinliyorum. Aslında o kadar çok ses dinliyorum ki o an bayıldığım ama yapım gereği hep yeni bir şeyler, yeni sesler keşfetmeliyim. Müzik dünyası da o kadar geniş ki, hep keşfedilecek birileri oluyor. Ama dinlediğim seslerde bir yaşanmışlık arıyorum ve o yaşanmışlığın duygusunu sesiyle, yorumuyla bana geçirebilmeli sanatçı. Mesela transseksüel şarkıcı Anthony Hegarty'yi dinlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
Ama hepsini gün gelip tüketiyorum ve dönüp-dolaşıp Nükhet Duru'ya geliyorum gene. Neden mi; Çünkü onun sesi ve yorumunda heyecan hiç eksilmiyor. Hangi sanatçı değil, hangi Nükhet Duru söz konusu benim için. Çünkü içimdeki tüm duygularla örtüşebilen tek ses ve yorum Nükhet Duru benim için.
Onu dünyada en çok seven ben olduğum için kendimi şanslı hissediyorum ama gene de onu bütün dünyanın anlamasını çok isterdim. Çünkü hep diyorum ya, hayatın, yaşanmışlığın ta kendisi o. Neşe, hüzün ne istersen onda var ama en derininden, en duygusalından, en samimisinden.
Şu anda Nükhet Duru'nun "IV" albümünü dinliyorum ve kararım kesin artık. En çok bu albümünü seviyorum ama şu anlık!
"İsyan Ettim Hayata"ya bayılıyorum. "Sanki Değişmiş Gibi" çok bomba. Bugünlerde bu iki şarkıya taktım kafayı zaten. "Benimsin Diyemediğim" en klasiklerimden. "Şüphe Ediyorsun" benim salsa şarkım. Bu şarkı yeniden gündeme getirilse, yemin ediyorum bütün dans şarkılarının ağzını-burnunu kırar. "Çakır" ve "Deprem" en büyük senfonilerim. Mesela "Çakır" duygularımın marşı gibi bir şey. O kadar çok sevdiğim şarkısı olmasına rağmen en çok dinlediğim Nükhet Duru şarkısı "Çakır " desem... "Deprem" desen, bir aşkın şiddetini anlatabilecek başka bir ifade, başka bir doğa olayı olabilir mi? İfade derken de sadece sözden bahsetmiyorum, o duyguyu hissettirebilen ses ve yorumdan bahsediyorum. Duygusuz bir ses "deprem" dese ne çıkar, "fırtına" dese ne çıkar. "İyi Oldu Gelmediğin" hayatımın şarkısı; Gelmezse gelmesin yani. Her işte bir hayır vardır! "Nerede O Eski Şarkılar", "Büyüme Çocuk", "Ben Bir Kadınım" da hayata dair albümün hediyesi. Daha ne isteyebilirim ki?
Nükhet Duru ile ilgili yazdıklarım üzerinde düşünerek, kurgulayarak yazdığım şeyler değil. Şarkılarını dinlerken o an bana hissettirdiği duyguyla alakalı ve hiç değiştirmeden yazdığım şeylerdir. Duygularımı harekete geçiren ses ve yorumu olan bir sanatçımız olduğu için çok şanslıyım aslında.
O, yorumculuğun en son noktası, bir DUYGU CAMBAZI kesinlikle... Boşuna CAMBAZ diye şarkı yapmamışlar sanatçıya, inanın ki...
YanıtlaSil