29 Eylül 2012 Cumartesi

Müjdeler olsun ki Nükhet Duru'nun yeni albümünün eli kulağındaymış

Nükhet Duru'nun albümünün çıkacağına dair en sağlam kaynaktan haber geldi. Farkındayım şakayla karışık olumsuzluklardan bile şüphelenir hale geldim ama insanın sevdiği müziği yapan tek sanatçı olunca bu ülkede (bana göre tabi; tek sanatçı derken de söylediği şarkılardan, ses-yorum, düzenlemeye kadar komple demek istiyorum), ister-istemez korkulara kapılıyor insan. Kendimce ben de haklıyım ama 6 yıl albüm çıkarmayınca Nükhet Duru. Tamam arada iki single ve konser albümü çıkardı ama albüm olmayınca yavan kalıyor bu tür ara çalışmaları. Her şey yolundaymış. Bu albümün çıkacağından emindim ama inanın ciddi anlamda ümitsizliğe kapılmadım desem yalan olur zaman-zaman. Eli kulağındaymış yeni albümün. Gerçek müziği sevenlere müjdeler olsun!

Nükhet Duru'nun yeni albümünün kaderi şirketinin ellerinde!


Cok sevdi albumu yastiginin altinda sakliyor. Polat benim sarkilardan kendine album yapacak diye korkuyorum :) :) 

ay Polat sen bir ibretin kudretisin ! 😃 

Bu tweetlerden ne çıkarabiliriz bilmiyorum ama albümün çıkışının-kaderinin düşündüğüm gibi Nükhet Duru dışında, tamamen şirketle alakalı olduğunu söyleyebilirim. Ne diyebilirim ki herkese sabırdan  ve geçmiş olsundan başka? Umarım bu albümün de üzerine yatılmaz. N'olursun Tanrım yanılayım, yanılayım, yanılayım...



Nükhet Duru - Erol Evgin - Candan Erçetin



 Yaşayan ve hiçbir zaman ölmeyecek olan efsaneler

Nükhet Duru


27 Eylül 2012 Perşembe

Çok formda bir Nükhet Duru

Nükhet Duru'nun yeni albümü bugünlerde çıkamaz. Neden mi?

Çünkü paranın, ticaretin ön planda olduğu bir dünyada çıkarlar için stratejik davranmaktan başka bir yol yoktur da ondan. Ramazan'mış, çok satma sezonuymuş, telif haklarıymış, öncelik Orhan Gencebay'a saygı derken, şimdi de Orhan Gencebay'a saygı albümünün çok satması engel sanırım. Çünkü bu saygı albümü son dönemlerin albüm satışlarını alt-üst etmiş ve dinleyicilere albüm yetiştiremiyorlarmış. Bu gürültüde de, aynı şirketten çıkacak yeni Nükhet Duru albümü karambole gidebilir ve kimsenin bu albümün çıktığından bile haberi olmaz düşüncesiyle, şirket Nükhet Duru'nun albümünü gene sallandırır. E araya Bayram da giriyor zaten. Yılbaşından sonra falan çıkar mı acaba? Yoksa Nükhet Duru hayranları albüm çıkacak diye avutuluyor mu?

Aslında daha ilk sinyallerde anlamalıydım albümün tamamen şirket tasarrufunda olduğunu. Çünkü sosyal paylaşım sitelerinde her şeyi şirketin bildiğine dair mesajlarla karşılaşmıştım. Tabi burada tamamen son albümü çıkaracak olan şirketi suçlayamayız. En başta da dediğim gibi her şey para politikasıyla alakalı. Nerden daha çok tasarruf edilecekse, öncelik oranın hakkı oluyor. Bu durum istisnalar hariç tüm piyasa ve tüm şirketler için geçerli. Hani "Benim Yolum" albümünün yayın haklarını satın alan Avrupa Müzik Nükhet Duru'nun albümünü basacaktı. Zuhal Olcay'ın "Oyuncu" albümü basılıyor ama Nükhet Duru'nun ki basılmıyor. Zuhal Olcay'ın "Oyuncu" albümü de tıpkı Nükhet Duru'nun "Benim Yolum" albümü gibi yıllar önce Tempa-Foneks'ten çıkmıştı. Zuhal Olcay Nükhet Duru'dan daha iyi bir yorumcu, şarkıcı mı acaba? Allah'tan Avrupa Müzik her şeye rağmen "Benim Yolum" albümünü dijital ortamda satışa sundu da, albümü CD üzerinden dinleyebiliyoruz. Hani Ali Kocatepe Nükhet Duru'nun plak dönemini orjinal halleriyle CD üzerine aktaracaktı? Bir de Kültür Bakanlığı'nı falan bahene ediyorlar. Koskoca Bakanlık sadece Nükhet Duru'ya mı zorluk çıkartıyor acaba? Şirketlere ver parayı, bak nasıl basıyorlar Nükhet Duru'nun albümlerini. Buradan Hakan Eren'e bu vesileyle tekrar sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Onun sayesinde "Aşıksam Ne Farkeder" ve "81" albümlerini gönül rahatlığıyla dinleyebiliyoruz. Buradan Hakan Eren'in yeni albüm çıkarma teklifini reddettiği için de Nükhet Duru'yu anlayamıyorum.

Nükhet Duru'nun yeni albümü asparagas çıkarsa hiç şaşırmam. Kimler-kimler albüm çıkaracaktı da hepsi hayal oldu. Kimlerin-kimlerin albümleri CD olarak basılacaktı da hepsi laftan ibaret kaldı.

Burada en büyük iş Nükhet Duru'nun kendine düşüyor. Aynı Selda'nın yaptığı gibi albümlerinin yayın hakkını satın alacak ve kendisi basacak. Yeni albümlerini de kendi hesabından çıkaracak. Koskoca Nükhet Duru bu. Ona da yakışan budur.

Nükhet Duru, Erol Evgin ve Candan Erçetin coşturdu

Ünlü besteci Melih Kibar ve söz yazarı Çiğdem Talu, Turkcell Kuruçeşme Arena'da şarkılarla anıldı... BKM organizasyonuyla düzenlenen gecede Nükhet Duru, Erol Evgin ve Candan Erçetin sahne aldı ...





Turkcell Kuruçeşme Arena'da Bkm ve Sds Organizasyonu ile önceki akşam sahnede Melih Kibar & Çiğdem Talu şarkıları söylendi. Erol Evgin, Candan Erçetin, Nükhet Duru, Onur Mete, Sibel Gürsoy, Tuba Önal ve Zeynep Alasya Boğaz'da Melih Kibar & Çiğdem Talu şarkılarını seslendirdiler.

Evgin sözlerinin devamında aynı sahneyi paylaştığı Duru ve Erçetin'e yaptığı iltifat ile büyük alkış aldı: "En son 7 yıl önce biraraya gelmiştik, aradan 7 yıl geçti. Ben dede oldum, kızlar hala fıstık gibi" diyen Erol Evgin solo olarak söylediği "Bir De Bana Sor" parçasıyla konsere devam etti.

Nükhet Duru gecede "Her şey Seninle Güzel", "Söyletme Beni", "Aldım Başımı Gidiyorum" şarkılarını tek başına seslendirdi.

Candan Erçetin ve Nükhet Duru'nun sesleri kadar şıklıklarıyla da büyüledikleri gecede, sanatçıların giydiği birbirinden güzel kostümler göz alıcıydı.

 http://www.magazinsortie.com/kultur-sanat/nukhet-duru-erol-evgin-ve-candan-ercetin-costurdu-h2817.html

25 Eylül 2012 Salı

Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli...

Hayatımda hiç sanat yapanlarla, sanatçılarla tanışmak istememişimdir. Çünkü onların hangi meşakatli yollardan geçtiklerini bilmek, kendim dahil herkesin anlayabileceği basitlikte bir şey değildir. Sanatçı baş tacı edilmesi gerekendir ama açıkçası paraya tapanlar dünyasında sanatçı olmak kadar zor bir şey de yoktur ve üretim yaparlarken tahmin edilemeyecek ödünler vermek zorunda kalabilirler. Hiç sevmediği işlerde bile yer alması için dayatmada bulunabilir sanata ticari anlamda aracılık edenler. Sanatçının duyarlılığı kimsenin-işin ticari tarafında bulunanın da, dinleyicinin de umrunda değildir. Ve sanatçı ancak üretibilirse mutlu olacağı için piyasanın bazı gerekçelerini sineye çekmek zorunda kalabilir. Yoksa piyasada esamesi bile okunmayabilir.

Tahmin edebiliyorum sanatçı olmanın zorluklarını. Sanatı seven herkeste duyarlılık vardır, hassasiyet vardır. İlla ki sanatın üreten tarafında olması yani sanatçı olması gerekmez. Sanatsever belki de daha geniş anlamda bir duyarlılığa sahiptir. İşte o yüzden ben, beni mutlu eden işleri üretenlerle, sanatçılarla hiç tanışmak istememişimdir. Sonuçta biz de insanız. Kırıldığımız kadar kırıcı da olabiliriz. O yüzden  sanatı, hep sanatçılardan uzak takip etmeyi yeğlemişimdir. Çünkü gecikmeler sabırsızlığa, anlayışsızlığa dönüşebilir, insanın içindeki poztif estetiksel enerjiyi olumsuz etkileyebilir. İçinde bulunduğumuz ticari piyasa koşullarının çıkarcı zihniyetinden dolayı bir noktaya takılıp kalırsan, insanın alabileceği diğer sanatsal aktivasyonlar da bu moral bozukluğuyla aksaklığa uğrayabilir. Sadece beklemek  ve o ürün sana ulaşınca özümsemek gerekiyor. Çünkü gecikmelerin, aksaklıkların gerçek sebepleriyle yüzleşmek, o sevdiğim şeylerle aramda mesafe oluşmasına sebep olur benim.

Batı'da sanatçı kendini beslemek için bekletir hayranlarını, bizdeyse patronun gönlünü etmek için. Batı'da sanatçı projesiyle gelir şirkete, bizde ticari getirisi olacak işler dayatılır sanatçıya. Yoksa gerçek sanat ve sanatçıyla kimse ilgilenmez veya uzun-uzun bekletilir, hem sanatçı, hem sanatsever.

Ne zaman Nükhet Duru hayranlığım Nükhet Duru'nun yardımcılarının dikkatini çekti, ondan sonra benim Nükhet Duru'ya karşı olan enerjim zik-zak çizmeye başladı. Bazen tavan yapıyordu, bazen dibe vuruyordu. Oysa benim kalbimin bu heyecanı taşıması mümkün değildir. Önceden benim sanatçım güzel işler yapan müzik dünyasının Bir numarasıydı. Şimdi albüm çıkaracak olmanın sancılarını en çok ben çekiyorum. Ve doğuramadıkça içimde bu çocuk ölecek neredeyse. Uzaktan sevmenin gerekliliğini, en sevdiğime karşı yaşayarak bir kez daha öğrenmiş oldum. Ve bugünden itibaren tekrar eski Nükhet Duru hayranı olmaya, uzaktan sevmeye dönüyorum. Nükhet Duru ile ilgili hiçbir haber almadığım eski günlere. O zaman insanın içinde daha büyük, daha yüce bir sevgi oluyor.

Büyük iddia: Nükhet Duru'nun yeni albümü tahmini olarak ne zaman çıkar?

Doğru tahmin edenlere bedava imzalı Nükhet Duru albümü! (Şaka tabi)

Nükhet Duru'nun en yakınında bulunanların albümü dinleyip yerlere göklere sığdıramaması biz müzik sever hayranlarını daha da heyecanlandırıyor ama bir o kadar da sabırsızlandırıyor. En son istihbarata göre Eylül sonuydu albümün çıkış tarihi ama Nükhet Duru'yu yakından tanıyan ve albümü dinleme şerefine nail olan yakın bir istihbaratın dediğine göre Ekim ortalarında çıkacakmış.

Aslında tek kelime bile etmek istemiyorum artık albümün çıkış tarihi konusunda, kimsenin üzülmemesi ve de albümün çıkma konusunda başına bir şey gelmemesi için ama hayatımda hiçbir albüme bu kadar tarih verilip de ertelendiğine yemin-billah şahit olmadım.

Bence şöyle denilebilirdi: "Nükhet Duru bir albüm çalışması içersinde ama, şu-şu sebeplerden dolayı albümün çıkış tarihi 1-1.5 yıl veya 3-5 yıl sarkabilir veya müzik piyasasının kötü koşullarından dolayı Nükhet Duru'nun yıllardır iptal edilen albümleri gibi bu albüm de iptal edilebilir. O yüzden şimdilik albümü unutun, çıkarsa siz Nükhet Duru hayranları için büyük bir sürpriz olur." (Çünkü Nükhet Duru 2008'den beri albüm çıkaracak oluyor. "Durup Duruken" single'ı yeni albümün habercisiydi, "İlk İki" yeni albümün habercisiydi, Selim Atakan'la çalışma yeni albümün habercisiydi v.s.)

Ben her şeye rağmen bu albümün çıkacağına inanıyordum ama bu son ertelemeden sonra gerçekten içime ciddi anlamda kuşku düştü. Ters giden bir şeyler var ama umarım yapılan albüm tamamen çöpe gidip, sıfırdan yeni bir albüm yapılmaya kalkışılmamıştır. İçimden bir ses, hep bir şeyler, yani düzenleme veya kayıt açısından beğenilmedi ve sil baştan başlandı diyor. Eğer gerçekten bir şeyler içe sinmediyse hak veriyorum ve içe sinecek şekilde yapılmalı. Çünkü piyasaya verildikten sonra geriye dönüşü olmayabilir bu işin. Ama duyumlarıma göre albüm kartonetine kadar hazır, sadece dağıtımı bekliyor ama dağıtım neyi bekliyor onu da bilmiyorum. Bir gerekçe daha söylendi ama o gerekçenin de şimdiye kadar halledilmesi gerekirdi.

Ben gerçekten müzik piyasasının içinde olsaydım, albümün her şeyi hazır olup, piyasaya verilmek üzereyken duyurusunu yapardım. Albüm geciktirmenin de bir strateji olduğuna inanmıyorum artık. Ne diyelim kolay gelsin.

Yılbaşından sonraydı Mayıs'ın son haftasına kaldı, Haziran'ın ilk haftasına kaldı. Araya Ramazan ayı girdi ve Bayram'a kaldı, Bayram sonrasına kaldı ama Bayram sonrası da çıkamadı. Orhan Gencebay'a saygı albümüyle eş zamanlı çıkacaktı gene çıkamadı. Eylül sonu çıkacaktı ama Eylül sonu gelmeden albümün Ekim ortasında çıkacağına dair duyum aldık. Bu demektir ki albüm Ekim'de de çıkamayacak. Çünkü bugüne kadar verilen hiçbir tarih doğru çıkmadı. Artık tahmini tarihlere bel bağlayacağız. Yılbaşı, önümüzdeki yılın Ramazan'ı, önümüzdeki yılın Kurban Bayramı... O yılbaşı da gelirse bir sonraki yılbaşı.... Bu böyle sürer gider mi acaba? Bakalım bir albüm kendi çıkamama rekorunu kaç kere kırabilecek? Albümün çıkacağına inanmak istiyorum ama ben umudumu tamamen kestim artık. Bekleyenlere de sabır diliyorum!

Bu yazımı facebook'ta paylaştıktan sonra şöyle bir yorum düşülmüş paylaşımımın altına:

Ilter Ökter nükhet hanımdan alınan bilgiye göre bugun çıkış şarkısı olarak "sizli bizli" nin yayınlanacağını,ekim başı albümün çıkacağını belirtti..tabi bu gecikme nükhet hanımdan değil polat yağcıdan kaynaklanıyor biraz da..bir de zamanlama olarak sonbahar en iyi secim bence..yoksa abuk subuk yaz albümeri içinde bu başucu albümüne yazık olabilirdi..

Benim cevabım da;

Yok yaa... Ne kadar akıllısınız İlter Ökter. Sanırım strateji uzmanısınız. Albümler Sonbahar'da çok satar diye bir kaide mi var? İnsanlar Sonbahar'da melankolik olup daha çok mu Nükhet Duru'yu  keşfedecek? Yoksa herkesin cebine emekli ikramiyesi mi giriyor Sonbahar'da veya piyangodan para mı çıkıyor? Nükhet Duru hayranlarının albüm alma zamanı yoktur. Yeni hayran kazanmak da öyle mevsimlerle olmaz. Sen yap işini, güveniyorsan yaptığın işe her halükarda talep olur. Albümün çıkış tarihi değil, yaptığın işin kalitesi belirler satışı. İyi işe rağmen alıcısı yoksa yaptığın işin, o zaman Amerika ve Avrupa'da albüm çıkaracaksın. Ben hep demişimdir. Sanata saygıyı işin içindeki yapımcı belirler. Bu şirkete de hiçbir zaman güvenmedim ve en baştan beri gecikmenin prodüksiyon şirketiyle alakalı olduğunu tahmin ediyordum. Şirketin keyfi olacak da, elma portakal gibi mevsiminde görücüye çıkacak albüm. Ölme eşeğim ölme! Bu albümün kaç kere ertelenip, Nükhet Duru hayranlarının ne kadar hayal kırıklığına uğratıldığından haberin var mı senin?

Hayatımda hiç gördünüz mi haklı çıktım dememişimdir. Çok lüzumsuz bir egodur. Çünkü kendimden başka kimseden mesul değilim. Bir insana iyiliği de kendisi yapar, kötülüğü de. Yoksa olumsuzluktan haklılık payı çıkarmak haddime değil. Nükhet Duru'nun albümünün her gecikmesinde bunun arkasındaki sebebin şirketle alakalı olduğunun, şirketin sanatçı seçiminden, çıkardığı albümlerin ticari piyasaya yönelik olmasına kadar  o kadar göstergesi vardı ki. Yoksa bir albüm hazırlandıysa çıkar. Bu kadar basit. Eğer basit değil diyorlarsa, bunun arkasında çıkar hesapları vardır. Bu da bu kadar basit. Nükhet Duru'nun albümünün şirket kurbanı olduğundan adım gibi eminim. Bu albüm çıkmaz dememin gerekçesi de sadece ve sadece şirketti. Ben bu albüm çıkmayacak diyorum ama yanılmak istiyorum, sözlerimden dolayı utanmak istiyorum. Keşke yanılsam ve Nükhet Duru'yu yepyeni şarkılarla bir kez daha dinleyebilsek. Hislerimde hiçbir zaman yanılmamışımdır ama bu sefer yanılmak istiyorum. Bırakın albümü, albümün tanıtım şarkısının verilişi bile bu kadar asılsız mı çıkar? Tanıtım dedikleri de hazır şarkının radyolara dağıtılması. Gerçekten saçma-sapan bir şeye dönüştü bu albümün çıkış hikayesi.

Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, bari eski albümleri yeniden dijital platforma aktarılsa da, onlarla avutsak kendimizi.

24 Eylül 2012 Pazartesi

Nükhet Duru


Nükhet Duru Usta Bir Sanatçıdır

Nükhet Duru en ruhsuz şarkıya bile hayat veren en ustasından bir yorumcu, mükemmel bir ses sanatçısıdır. Şarkıcı demek bile çok ayıp olur.

Nükhet Duru ile ilgili Google'da  tarama yaparken, bazı şahısların Nükhet Duru hakkında söyledikleri akıllara ziyan demeçleriyle karşılaşıyorum . Bunlardan birisi de Niran Ünsal'ın Nükhet Duru ile ilgili sarf ettiği cümleler. Demiş ki; "Nükhet Duru sanatçı değil". Bu hanımefendi sanatın ne demek olduğunu biliyor mu acaba? Veya kendisinin yaptığı çok mu sanat? Belki bu haber bir asparagastır, belki bir yanlış anlaşılma vardır ama ateş olmayan yerden duman tütmez ve Nükhet Duru'yu kim anlamış da Niran Ünsal anlayacak ki bu ülkede. Nükhet Duru da zaten "ben böyle polemiklere girmem" diyerek konuyu kapatmış. Ticari başarının  ve eğlencenin sanat sayıldığı ve opera, klasik müzik ve rock müzik gibi müziğin tepe noktalarının gavur müziği ilan edildiği bir ülkede sanata dahil müziklerin, gerçek sanatçıların anlaşılamaması normal. 

Geriye baktığımız zaman popüler anlamda bile olsa 4-5 kadın vokal görürüz ve Nükhet Duru gerçek sanat değeri taşıyan ve anlaşılması güç olan şarkılarıyla bile o 4-5 kişinin içine adını yazdırabildiyse, oturup düşünmek gerekir. Niye bütün müzik otoritelerinin ortak görüşüdür Türkiye'nin en iyi yorumcusunun Nükhet Duru olması? Niye yaptıkları müzik tarihimizde bir dönüm noktasıdır? Niye hala büyüktür sanatçı değilse Nükhet Duru? Onunla müzik yapmaya başlayanlardan kaç tanesi ayaktadır hala ve üstelik Nükhet Duru "cıstak" pop ve pop kılıfı altında arabikpop yapmadlğı halde. Arabesk bir ortamda Nükhet Duru'nun anlaşılması beklenemez tabi. Eğer yapmak isteseydi en alasını yapardı Arabesk'in. Son söylediği şarkıyı dinlesinler de kimin sanatçı olup-olmadığına ondan sonra karar verilsin. Bana göre Gencebay'ın albümünde layıkıyla yorum yapan ne yazık ki birkaç tane şarkıcı var. Star geçinenler bile dökülmüşler. 

Nükhet Duru hakkında konuşanların önce dünya müziklerini dinleyip, ondan sonra konuşması gerekiyor. İnsan bilmediği şeylere yabancı kalır ve hayata dair şeyleri bildiklerinden ibaret ve en iyisi, en mükemmelini de kendi bildiklerini sanırmış. Bazıları şarkı söyleyebilir ama müziğin ne olduğunu bilmez. Bu ülkede de ne yazık ki eline mikrofon alan kendini sanatçı ve müziği bildiğini sanıyor. Sesin olabilir ama sesini hangi amaçlı ve nasıl kullandığın daha önemlidir bence. Bir de söz yazmayı ve beste yapmayı gerçek sanatçılıkla açıklarlar. Birbirine benzeyen arabesk nağmeleri eser falan zannediyorlarsa, kendilerini kandırıyorlar. Söylenilen şarkılara bakarsanız ne kadar birbirine benzerler. Önce mırı-mırıl bir giriş, sonra anlamsız deli-deli bağırış. Bu mu sanat, bu mu sanatçılık, bu mu sanatçılık mertebesine yükselten beste, şarkı. Kuş sesi de bir bestedir, rüzgar uğultusu da. Üstelik doğalından. Ticari anlamda para kazandıran bağırtılar veya tam-tam değil. 

Çok mu aşağıladım ülkemizde yapıanları şarkıları ve şarkıcıcıkları. Yoo! Düşünsenize koskoca Selda bile bu ülkede anlaşılamayıp, Avrupa'da, Amerika'da anlaşılıyor ve oralarda konser veriyor. Orada yaşayan Türk kültürüne değil, oraların kültürünün insanlarına üstelik. Nükhet Duru da belki bir gün ülkemizden önce dış ülkelerde anlaşılacak. Gerçi ne olacak ki Nükhet Duru Grammy alsa bile. Kimin umrunda olur ki bu ülkede. Ancak dışarıda sanatının ve sanatçılığının değeri bilinen Fazıl Say'a verilen değer ne veya diğer klasik ve caz müzisyenlerimize verilen değer ne ki, dışarıda bir sanatçının başarı kazanması, değerinin bilinmesi, ülkesinde değerinin anlaşılmasını sağlasın. 

Gerçekten ağzı olan konuşanla polemiğe girmemek en doğrusu ama sanatın yaşaması için de gerçek sanatçıların değeri bilinmesi gerekiyor. Yoksa giderler manken şarkıcılara para yatırırlar, müziği öldürürler, insanlar da gerçek sanattan yoksun kalılarlar, meydanı boş bulanlar da Niran Ünsal gibi "Nükhet Duru sanatçı depğil" diye zırvalar, eğer dedikleri doğruysa. 

Kısaca Nükhet Duru en ruhsuz şarkıya bile hayat veren en ustasından bir yorumcusu, mükemmel bir ses sanatçısıdır. Şarkıcı demek çok ayıp olur. Değerini anlayamayanlarsa müziği bilmeyenlerdir.

23 Eylül 2012 Pazar

Nükhet Duru


Nükhet Duru





"O aslında Tanrı'nın Türkiye'ye bir armağanı hiç kimse farkında olmasa da"

O aslında Tanrı'nın Türkiye'ye bir armağanı hiç kimse farkında olmasa bile. Tıpkı Tina'nın, Barbara'nın ABD'ye olduğu gibi. Böylesi eşsiz bir ses ve yoruma sahip olduğunun acaba kendisi farkında mıdır diye düşündüğüm çok olmuştur inanın. Ama bir yorumunuzda belirttiğiniz gibi farklı türleri sadece Orhan Gencebay'la Bir Ömür gibi tribute veya compilation albümlerde denemeli bence de. O aslında Pop Müzik de yapmıyor, eski deyimiyle Türk Hafif Müziği de yapmıyor; çünkü bu ses ve yorum işin içine girince müziğin ne hafifliği kalıyor, ne naifliği; bir anda klasik bir boyut kazanıyor. Sırasında Flamenko oluyor, bir anda Fransız Chanson'larına bürünüyor; etnik bir ağıta dönüşüyor zaman zaman, ama her zaman kolay anlaşılabilirliğin çok ötesinde bir mükemmellikte harikalar yaratıyor kadın, belki de hiç farkında bile olmadan. İşte bu yüzden O'nun albüm yapmadığı her yıl için içim yanıyor; o eşsiz ses ve yorum 10 yeni şarkıya daha hayat verebilecekken bunu dinlemekten mahrum kaldık diye. Lütfen artık şu albümü çıkarsın ve hemen bir sonraki albüm için hazırlıklara başlasın; bu kadar üstün bir ses ve yoruma alıştırdıktan sonra bizi kendinden mahrum bırakmaya, ne olursa olsun, hakkı yok çünkü. Hatta razıyım, içinden geliyorsa bir de Arabesk albüm yapsın. Yeter ki o büyülü ses yorulmadan, o eşsiz yorumda duygu kaybı olmadan durmaksızın birşeyler üretsin.

Deniz Bulutöte

21 Eylül 2012 Cuma

Nükhet Duru - Ses Poster


Nükhet Duru'nun yeni albümüne sürpriz eklemeler; E adı üstünde sürpriz!

Kendi albümünün gecikmesinden dolayı inceden tatlı bir sitem olarak bu projede yer almaması, arabesk söylememesi gerektiğini savunmuştum Nükhet Duru'nun. Çünkü onu dinlemek için sabırsızlandığımdan, önceliği kendi albümüne vermeliydi. Müzik piyasasının içinde olmayan biri olarak benimki tabiki de çocukça bir mızmızlanmaydı kendi albümünün bir an evvel çıkarması için. Yoksa Nükhet Duru ne söylerse söylesin benim için makbuldü. Daha önce kimsenin ona yakıştıramadığı şarkıları bile çok sevmemiş miydim, bu yaptıklarını eleştirenleri onu anlayamamakla suçlamamış mıydım?

Gencebay'a saygı albümünde Nükhet Duru öyle bir siviriliyor ki, farkını ortaya koyuyor, tavrıyla, tarzıyla, sesiyle, yorumuyla, şarkıya kattığı anlam ve tatla. Bir insanın sesi her geçen yıl bu kadar mı formda kalır. Şarkıyı dinlerken sesinin tadına resmen bayılıyorsun. Sanki dünyanın bütün tatları süzgeçten geçirilmiş de, en konsantre, en mükemmel tada ulaşılmış gibi. Kıvamında, makamında, usulünde tam anlamıyla dört beşlik bir yorum olmuş. Bilmem, neden bir arabesk albüm de Nükhet Duru yapmasın. Yok-yok, bir tane olsun, tadında kalsın.

Yeni albüm de bekledikçe-bekledi. Herhalde o da bekledikçe mükemmel ötesi olacak, beklediğimize fazlasıyla değecek. Duyduğuma göre yeni sürprizler eklenmiş albüme. E adı üstünde sürpriz. Öğrenmeyelim ki sürpriz bozulmasın.

Unutmadan, kimse Nükhet Duru'ya saygı albümü düşüncesiyle falan onun söylediği şarkıları rezil etmesin. Nükhet Duru'ya saygı onu dinleyerek ve anlayarak olur.

14 Eylül 2012 Cuma

Nükhet Duru - Erol Evgin - Candan Erçetin


 Nükhet Duru, Erol Evgin ve Candan  Erçetin 
"Melih Kibar - Çiğdem Talu" şarkıları konser provasında.

"Nükhet Duru 'Gitti de Gitti'ye yeni bir boyut kazandıracaktır"

MÜZİK dünyamızın ünlüleri Orhan Gencebay şarkılarını seslendirecekler.

Albüm 17 Eylül’de piyasada...

Hangi sanatçı hangi şarkıyı seslendirecek diye şöyle bir baktım.

Ve bakarken şu cümleleri sayıkladım:

* * *

 AJDA PEKKAN: “Severek ayrılalım” ona yakışır, hem de çok yakışır. Ne de olsa “Alışmak sevmekten daha zor geliyor” şarkısını gönül seslerimizi titreterek söylemişliği vardı.

 SERDAR ORTAÇ: “Hor görme garibi” şarkısını seslendirecekmiş... Ne “hor” kelimesine yakıştırdım kendisini, ne de “garip” kelimesine... Dur bakalım ne olacak.

-  ÖZCAN DENİZ
: Ses rengini sevmem, şarkı söyleme biçimini sevmem... Fakat seçtiği “Vazgeç gönlüm” şarkısını pek severim. O yüzden şimdiden uyarıyorum: Sakın şarkıyı katletme Özcan.

 SİBEL CAN: “Bitmesin o felek” şarkısını söyleyecekmiş... “Sevemedim karagözlüm” daha yakışık almaz mıydı acaba? Fakat sanırım her şey için çok geç...

-  SEZEN AKSU: Orhan Gencebay şarkılarının üç büyükleri vardır: “Batsın bu dünya”, “Yarabbim” ve “Hatasız kul olmaz”... Üçü de yakışırdı kendisine... Ama o “Akşam güneşi”ni seçmiş. O da olur. Neden olmasın?

-  TARKAN: Bu çocuk gerçekten işi biliyor. İşte bakın: Sesine, tavrına, tarzına en iyi gidecek Orhan Gencebay şarkısı olan “Hatasız kul olmaz”ı seçmiş, çekilmiş kenara, keyfine bakıyor.

-  CANDAN ERÇETİN: “Beni böyle sev”i seslendirecekmiş. Fakat bir sorun var: “Beni böyle sev”, Orhan Baba’nın en “ağır abi”şarkısıdır. Acaba bu şarkıyı bir “ağır abla” şarkısına dönüştürebilir mi? Ben emin değilim ama hadi hayırlısı...

-  ATHENA: Melodisi marş ritminde bir şarkı seçmişler: “Bir araya gelemeyiz.” Batırabilirler de, çıkarabilirler de... Ortası yok. Bu nedenle yüreğim ağzımda bekliyorum yorumlarını...

 EBRU GÜNDEŞ: Bana gelse, “Hangi şarkıyı seçeyim?” diye sorsa, kendisine kesinlikle “Dil yarası” adlı şarkıyı önerirdim. Bana gelmedi, sormadı ama “Dil Yarası”nı seçmiş. Eh, boşuna dememişler aklın yolu bir diye...

-  EMRE AYDIN: “Bir teselli ver” adlı şarkıyı seçmiş. Şarkının söylemesi zor, ağırlığı fazla, değeri büyük... Bana göre kendisine en az “üç numara” büyük gelir. Bakalım taşıyabilecek mi?

-  MUSTAFA SANDAL: “Kır gönlünün zincirini” şarkısını seçmiş... İnsan merak ediyor: Acaba onun dilinde nasıl duracak diye... Sırf bu merak duygusunu uyandırması bakımından bile “Doğru seçim” diyorum. Aferin Mustafa!

-  NÜKHET DURU: “Gitti de gitti” şarkısı kadar tarzına yakışacak başka bir Orhan Gencebay şarkısı benim aklıma gelmiyor. Hakkını verecektir. Ne hakkını vermesi! Şarkıya yeni bir boyut bile kazandıracaktır.

-  ZERRİN ÖZER: “Gönül” adlı Orhan Gencebay şarkısının hakkını vermiş olmasından dolayı torpilli... Bu yüzden seçtiği “Sev dedi gözlerim” adlı ağır, oturaklı ve kederli şarkının hakkını vereceğine kesin inançlıyım.

-  NİLÜFER: En derin, en dokunaklı, en diğerkâm, en yakınmacı, en çileli Orhan Gencebay şarkısıdır “Dertler benim olsun” şarkısı... Ama bir yandan da süper asil bir şarkıdır bu... İşte bu özelliği nedeniyle pek yakışmış kendisine... Kutlu olsun.

-  MUSTAFA CECELİ: “Yarabbim” şarkısını seçmiş. Büyük cesaret! Çünkü milli marş haline gelmiş bir şarkının heder edilmesine bu millet rıza göstermez. O yüzden işi zor. Bütün kulaklar üzerinde olacak.

-  MANGA: “Ya evde yoksan”
 benim üzerinde titizlendiğim bir Orhan Gencebay şarkısı değil. Ortodoks davranmayacağım. Bu yüzden şarkı üzerinde istedikleri tasarrufu kullanabilirler.

-  ŞEVVAL SAM
: Değil mi ki Karadeniz türkülerini, hiç eğitilmemiş bir Karadeniz kızı otantikliğinde söylemeyi başardı... O halde Orhan Gencebay şarkılarının en güzellerinden olan “Kahrolayım”ı, bir “dişi Orhan Gencebay” gibi neden söylemesin?

Ahmet Hakan - Hürriyet

6 Eylül 2012 Perşembe

Nükhet Duru Canlı Performanstır

Müzik otoritelerinin ortak görüşü
Nükhet Duru'nun canlı performansının
stüdyo kaydından daha iyi olduğu yönündedir.





5 Eylül 2012 Çarşamba

Müziğin devleri aynı sahnede

Türk Pop Müziğinin duayenlerinden Erol Evgin, Candan Erçetin ve Nükhet Duru; Melih Kibar’ın doğum günü olan 6 Eylül 2012 Perşembe akşamı, saat 21:15’te Kuruçeşme Arena’ da sahne alacaklar.


“İşte Öyle Bir Şey”, “Sevdan Olmasa”, “Bir de Bana Sor”, “İçimdeki Fırtına” gibi unutulmaz Çiğdem Talu & Melih Kibar şarkılarının hep bir ağızdan söyleneceği konserin tüm geliri; yeni Melih Kibarlar ve Çiğdem Talular yetiştirmek üzere Türkiye Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı bünyesinde oluşturulan “Çoban Yıldızı Projesi” ne aktarılacak.


EROL EVGİN: “EL ELE… DAHA GÜZELE”

Erol Evgin, 1976 yılında “El ele… Daha güzele” diye yola çıktığı kadim dostlarını; “Çiğdem Talu, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi söz yazarıydı. Melih Kibar ise çok zeki, çok esprili, müthiş bir müzik adamıydı.” diye atıyor.

Star

3 Eylül 2012 Pazartesi

Nükhet Duru 6 Eylül'de Kuruçeşme Arena'da

Nükhet Duru Arşiv Serisi

Nükhet Duru'nun "Arşiv Serisi" çıkacaksa, öncelik müziğimizin altın değerindeki Nükhet Duru'nun ilk dönemlerinden ikisi yayınlanan ( "81"ve "Aşıksam Ne Farkeder?") beş albümünden kalan üçü yayınlanmalı. Bunlar, "Melankoli", "IV" ve "Bir Nefes Gibi".  Ama öncelik "IV" albümüne verilmeli. Çünkü "Klasikleri" toplamasında bu albümden yayınlanmayan o kadar çok şarkı var ki? "Çakır", "Deprem", "Sanki Değişmiş Gibi", "İsyan Ettim Hayata", ve "Şüphe Ediyorsun". Sonra müziğimizin pırlanta yapıtı "Melankoli", sonra da müziğimizin dönüm noktası "Bir Nefes Gibi" albümü.

O dönemki 45'likleri bir albümde toplanabilir mesela. Çünkü "Ne Oldu Bize"nin CD üzerinde kaydının bulunmaması bu şarkıya çok büyük bir haksızlık. İlk 45'liği "Aklımda Sen" arkalı-önlü mutlaka CD'ye aktarılmalı. Veya bazı toplamalarda yer alan "Malaguena" gibi farklı denemeleri ve hiçbir formatta yayınlanmamış bant üzerinde bulunan şarkıları da dahil edileblir bu toplamaya.

Plak üzerinde bulunan "Her Şey Yeni", "Sevda" ve "Çek Halatı Gönlüm" mutlaka 80'ler döneminden CD'ye aktarılması gereken albümleri Nükhet Duru'nun.

Hele "Benim Yolum" albümün sadece kaset formatının olması çok ayıp.

Sonradan keşfettiğim ama pop müziğimizin farklı bir denemesi olan "Aç Gözünü Adamım" da mutlaka CD'ye aktarılmalı 90'lardan. Zaten diğer albümleri CD formatında basıldı.

"Sevgili Çocuklara", "Nadide" ve "Aman Tanrım" albümleri de Nükhet Duru'nun arşivinin bir parçası olarak bu seriye dahile edilebilir en son olarak.

Bundan sonra Nükhet Duru yeni bir albüm çıkarır mı bilmiyorum. Ama öncelikli olarak eski yapıtlarının CD formatına aktarılarak kalıcı hale getirilmesi daha akıllıca olur diye düşünüyorum.

1 Eylül 2012 Cumartesi

Duru Nükhet!

Nükhet Duru İle Her Yer Gökkuşağı!


Nükhet Duru'nun yeni albümünün radyolara verilecek tanıtım şarkısı "Her Yer Gökkuşağı" olacaktı. Bu haberi aldığımda o hafta İstanbul'da Gay Onur haftasıydı ve bu kadar da tesadüf olamaz demiştim. Ve internet üzerinden satış sitelerinin birinde Nükhet Duru'nun ilk 45'liğinin plağını gördüm. Tabiki de bu 45'likten haberim vardı ama sadece kartonetini görmüş, içini görmemiştim. Plağın ortasından gökkuşağı şeridi geçiyordu. İlk 45'lik ve son tanıtım şarkısı arasındaki şekilsel ve isimsel benzerlik şaşırtıcıydı. Direkt üzerime alınmıştım bir ibne olarak. Sanki eşcinsellere mesaj verir gibiydi "sizin yanınızdayım" dercesine. 

Bu düşünceler tabiki de sadece benim eşcinselliğimin tamamladığı bir puzzle-yapbozdu büyük ihtimal ama olsundu, güzel bir tesadüftü beni mutlu eden. Belki de tesadüf değildir. Çünkü bunca eşcinsel yanılıyor olamazdı. Özellikle entellektüel, yazar-çizer kesimden eşcinsel yok yere Nükhet Duru'yu sevemez, hayran olamazdı. 

Tamam eşcinsellerin sanat kapasitesinin gerçek sanatı yapan Nükhet Duru'yu keşfetmesi için cinsel yönelime dair bir nokta bulması gerekmiyor ama biz eşcinsellerin ruhunu okşayan bir tarafının olduğunu kimse inkar edemez. Sağolsun, o da bizim sevgimizi hiç karşılıksız bırakmadı. Gerçekten hiçbir sanatçı biz eşcinselleri Nükhet Duru kadar sevemez diye düşünüyorum. Biz de hiçbir sanatçıyı ondan çok sevemeyiz. 

O özgürce yaşayamadığımız kimliğimizin dışa vurumu, doğanın farklılıklarının, renklerinin temsilcisi adeta. Onun da dediği gibi "biz" doğanın şakasıyız belki de şu kısacık hayatta bizlere hediye olarak sunulan hayatı tasa ve dertlerle boşa harcanmaması gerektiğini insanlara hatırlatan. Bizleri anlayıp bunu pozitif bir şekilde ifade edebilmesi bile çok büyük bir erdemdir eşcinsellerin nefret cinayetlerine kurban gittiği bir dünyada. Nükhet Duru eşcinsellerin içindeki gökkuşağıdır.