29 Ekim 2012 Pazartesi

Hayatımın Albümü Nükhet Duru "IV"

Bana göre gelmiş-geçmiş tüm zamanların en iyi albümü Nükhet Duru'nun "IV" albümüdür. Ne zaman canım kaliteli müzik dinlemek istese, ne zaman dış dünyayla bağlarımı koparıp ve ruhumun derinliklerine inip kendimden geçmek istesem bu albümü dinlerim. Albümü en baştan dinlemek yerine, "Çakır"la çıkarım keyifli yolculuğuma. Arkasından gelen "Deprem" de yolculuğun ritmine uygundur. "Büyüme Çocuk"u atlarım daha sonra dinlemek için. Çünkü üst düzey senfoniye "İyi Oldu Gelmediğin" daha uygundur. Bu şarkı hayatımın şarkılarından biridir. Ardından gelen "İsyan Ettim Hayata" ve "Sanki Değişmiş Gibi" benim sonradan keşfettiğim ama ruhuma çok çok uygun en iyi Nükhet Duru şarkısından ikisidir. Ne kadar dinlersen dinle hiç eskimeyecek, heyecanını asla yitirmeyecek şarkılardır. Bir bakmışız albümün açılış şarkısı ve albümden ilk dinlediğim senfonik beş şarkıyla bir bütünlük sağlayan, albümün ruhuna en uygun şarkılarından birisi "Benimsin Diyemediğim"e gelmişiz.

"Şüphe Ediyorsun" 80'lerin dans ruhuna uygun orkestrayla çalınmış insanı deşarj eden bir şarkı.

"Nerede O Eski Şarkılar", "Kadın" ve "Büyüme Çocuk"la da albümü ve kendinizi tamamlayabilirsiniz.

Bazı şarkıları diğerlerine göre daha hafif gibi gelebilir ama alakası yok. Bütün şarkılar üst kalite. Sadece şarkılara uygun soundlar, bazılarının öne çıkmasına, bazılarının geride demeyelim de, tam yerinde durmasına sebep olmuş.

Hayaller kuruyorum bu albümle ilgili.

Mesela "Çakır"ı dev bir senfoni orkestrasıyla canlı olarak yeniden yorumlasa Nükhet Duru, bale sanatçılara eşlik etseler danslarıyla. Sonra bu şarkıya klip çekilse ve başroldeki Çakır, klipteki gibi bir kız olsa ama cesur sahneleriyle klip sinemasal bir şölene dönüşse...

Şarkıyı her dinleyişte sanki ayaklarım yerden kesiliyor. Nasıl senfonik bir giriştir o öyle. Sonra müzik birden durur. O boşlukta plağın cızırtıları da ayrı bir hava katıyor müziğe. "Altın saçlarını sıkıca tarar oooff, sonra iki örgü yana bırakır, ayağında pembe dallı mor şalvar oooff, taze gelin gibi süzülür Çakır...". "Çakır nazlı-nazlı dokunur defe" derken, defin zillerine sanki Çakır dokunuyordur... "Süt gibi rakıyı sunar Çakır'a, gül bıyıklı ateş gözlü bir efe, efeler onu el üstünde taşır, köyün bir tanecik oooff..." "Yalnız bazı kere taze gelinler, bize kocamızı ver diye inler, O zaman çakır'ın gözü doludur, o zaman gözünün önüne gelen, cepheden şehitlik alıp yükselen İncecik bıyıklı bir yavukludur."

"Deperm"i dinlerlen, Nükhet Duru acaba bu albümün, müzikal anlamda yüceliği konusunda ne düşünüyor. Dinleyiciyle onun duyguları arasında nasıl bir izdüşüm vardır? Aynı heyecanı duyuyor mudur? Benim dinlerken kanım çekiliyor, resmen uyuşuyor bütün bedenim. Bu şarkı da düzenleme ve beste olarak Nükhet Duru'nun en iyilerinden biri. Sanki uluslararası bir klasik müzikçinin senfonisi gibi. Hele şarkının ortalarında "yaylı"ların senfonisi muhteşem ötesi.

"İnsanlar yaşadıkça, yaşadıkça duygular... içimizde kopacaktır delice fırtınalar... Sevgiler taşacaktır, kıskançlık deniz gibi... Boğulmaktan korkacaktır insanlar benim gibi..." O kadar yakışıyor ki bu şarkıya, sözlere, düzenlemeye Nükhet Duru. Gerçekten yaşıyor ve yaşatıyor. Nükhet Duru'nun yorumcuğluğunu öğrenmek isteyenlere bu şarkıyı tavsiye ederim.

"İyi Oldu Gelmediğin" hayatımın şarkısı. Yemin ediyorum dinlerken yaşadığım dünyayla bağlarım tamamen kopuyor. Ölürken de bu şarkıyla yolcu edilmek isterim. Benim ilahim, marşım gibi bir şey bu şarkı. Ben susyorum da, yüreğim adına Nükhet Duru şarkı söylüyormuş gibi hissediyorum.

"İsyan Etiim Hayata" söz olarak bir tarafa bırakın, müzikal olarak ruhumla öyle örtüşüyor ki, sanki acılarım da bu şarkı gibi, isyanım da bu şarkıdaki gibi. Hem isyanı yaşıyor, yaşatıyor, hem de insanın içindeki isyana objektif bakıyor, baktırıyor.

"Sanki Değişmiş Gibi"ye şarkı demek çok hafif kalır. Çok acımış bir yüreğin en derinden bir ağıtı bu şarkı; Düzenleme başlı başına bir şaheser zaten. Bu kadar mı ses, yorum, düzenleme, söz, melodi bir bütünlük içinde olur. Gerçek aşkın insanın içinde, kendisi olduğunun en güzel ifadesi. Sevgiliyi sevgili yapanın da insanın kendisi olduğunu, aşka malzeme edilen sevgilinin gitmesine izin verenin de kendisi olduğunu anlatıyor.

"Demek ki ben mi körmüşüm,
Eğlendiğini görmemişim,
Demek hayaller yaşamışım,
Sevmediğini hissetmemişim."

Şarkının sözleri bile insanların, aşık olduğumuz kişilerin değişmediğinin, bizim gerçeklerle yüzleştiğimizin bir ifadesi değil mi? Aşkımız depreşince aşkla bakıyoruz, aşkımız bitiyor, sonra da o kişiye "değişti" diyoruz, "terketti" diyoruz. Oysa en başta gerçekleri görmeyen de, sonrasında onu olduğu gibi kabul etmeyip gitmesine izin veren de gerçeklerle yüzleşme noktasına gelmemiz, aşkın bizi terk etmesine izin verme cesaretimiz değil mi? Bitirdiğimiz her aşk bence olgunlaşmamızı sağlayan radikal kararlarımızdır. Büyümek istiyorsak, gerçeklerle yüzleşip sürüncemelerden kurtulmalıyız. Hayallerle hayat boyu sürüklenmek bizi şamar oğlanına döndürür çünkü. Suçlu bize tokat atan hayat değil, tokatın atılması için suratını uzatan bizlerizdir. İşte bu şarkı içimdeki bu duyguların ortaya çıkmasını sağlıyor ve beni aşka dair daha güçlü kılıyor. Çünkü ben aşkın ta kendisiyim ve o aşka saygıyı kaybetmeye hiç niyetim yok. Aşk insanın kendisine saygı duymasıdır.

Ben bu albüme çok geç ulaştım ama ulaşınca sanki bir hazineye kavuşmuş gibi mutlu oldum. "Çakır"ı çocukken,"Benimsin Diyemediğim" ve "İyi Oldu Gelmediğin"i de toplaması çıkınca duymuştum ama "Deprem", "Sanki Değişmiş Gibi" ve "İsyan Ettim Hayata"ya daha geçen yıl ulaşabildim. Geç ulaştım diye üzülmedim. Önemli olan ulaşabilmemdi. Zamanlamanın böyle denk düşmesini tesadüf olarak görmüyorum. Çünkü Nükhet Duru benim için bir müzik okulu ve birden anlaşılabilecek kadar kolay bir şey değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder