Sanat hayatlarına başladıkları günden itibaren hiç ara vermeyen sanatçılardan bahsediyorum...
Aykut Işıklar değinince gayret geldi birden...
Aykut Işıklar sanat hayatlarına ara vermeyen sanatçılardan bahsederken Nükhet Duru ile birlikte Emel Sayın, Erol Evgin, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, kısmen de olsa Nilüfer ve Bülent Ersoy'un da adını geçirmiş...
İnceleyelim sıradan...
Erol Evgin gerçekten aynı tempoda mıdır tartışılır, keza Emel sayın da... Çünkü olaya sadece konser veya ekstralar olarak bakmamak gerekiyor. Albüm çıkarmanın lüks sayıldığı günümüzde müzik sektörüyle inatlaşabiliyorlar mı, bir de o taraftan bakmak gerekiyor... Cover gibi kolaya kaçılmayan ve de proje olmayan albümlerden bahsediyorum. Tabi cover'dan cover'a fark var. Bilinen şarkılardan prim yapmak değil de, şarkıya Nükhet Duru gibi yeni bir yorumla hayat vermek pek de öyle cover sayılmaz gibime geliyor. Mesela şarkı söylenmiştir ama hayat bulamamıştır iyi bir yorumcu tarafından seslendirilmediği için...
Sezen Aksu'ya söyleyecek lafımız olamaz sanırım. Müziğimize onun kadar emek veren kaç kişi vardır acaba bu ülkede..?
Ajda Pekkan zaten uzay çağı insanı. Onu kimse durduramaz ama...
Bu iki sanatçının artıları var popülerlik gibi. Sezen Aksu veya Ajda Pekkan prim yapan sanatçılar oldukları için, varolmak için çok çaba sarf etmiyor sayılabilirler. Şu anlamda... Hep konser teklifi alıyorlardır ve müzik şirketleri mutlaka proje sunuyorlardır...
Gelelim Nükhet Duru'ya...
Nükhet Duru yaptığı müzik pop müzik olmamasına rağmen bu ülkede Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nilüfer kadar sükse yapmıştır. Hatta Ajda Pekkan'dan sonra, zor oldukları için anlaşılamayan "Melankoli", "Ben Gene Sana Vurgunum" gibi klasik tarzda şarkılarla star konumuna yükselen ikinci, neredeyse müzik dünyasına girer girmez diyebileceğimiz ikinci 45'liğiyle direkt yıldızlık mertebesine yükselmiş tek sanatçı sanatçı olmuş, hem popülerliğiyle, hem de kalitesiyle Ajda Pekkan'ı da sollamıştır bu ülkede. Bazıları düşüncelerime katılmayabilir ama ben Nükhet Duru'yu Ajda Pekkan ile yan yana koyamam. Çünkü Nükhet Duru pop müzik üstü, gelecek kuşaklara miras niteliğinde pırlanta değerinde eserler, albümler bırakmıştır. Nükhet Duru devrinden sonra sırasıyla "Sen Ağlama" albümüyle Sezen Aksu ve "Geceler" albümü, özellikle "Sen Mühimsin" albümüyle Nilüfer star konumuna yükselmişlerdir. Oysa Nükhet Duru irdesi ve dirayetiyle ilk çıktığı andan itibaren, ilk radyo programı ve 45'liğiyle farkını ortaya koymuş, ikinci 45'liği "Beni Benimle Bırak" ile en büyük olmuş, sesi ve yorumuyla en iyi yorumcu payesini almış, yapılması bir daha mümkün olmayan albümler yapmış, pop müziğimizi aranjmandan kurtarıp özgün söz ve bestelerle Türk Pop Müziğinin dönüm noktası olmuştur. Deneyselliğinden ve sentez müzik yapmaktan ödün vermediği ve halkın nabzına göre şerbet vermediği için ne yazık ki anlaşılamamış, hatta yaptıkları eleştirilmiştir. Oysa yanlış bir şey yapmamıştır Nükhet Duru müziğimizi bir adım yukarıya taşıma çabasından başka. Eğer Nükhet Duru anlaşılsaydı, şarkılarımız ve türküleirmiz caz formunda yorumlanıp müziğimiz evrenselleşebilirdi. Nükhet Duru bunu daha ilk 45'liğinde (hatta ilk radyo programında; "Unutsana") yapmış, plağın bir yüzünde alaturkayı, bir yüzünde türküyü caz formunda yorumlamıştır. Nükhet Duru starlığa oynamamasına ve anlaşılamamasına rağmen Nükhet Duru'dur ve hala sayılan bütün isimlerden daha çok projede yer almaktadır. Sadece bir şarkıcı değildir Nükhet Duru, bir müzikal yıldızıdır, bir TV projesidir başlıbaşına her formatta program yapabilen; sunucu da olabilir, komedyen de olabilir, kadın programı da yapabilir, sağlık programı da yapabilir, eğlence programı da yapabilir, her şeyi de yapabilir. Yeri gelmiş filmlerde oynamış, yeri geliyor hala dizilerde oynuyor ve bütün hızıyla her formda konserler dizisine devam ediyor. Bir bakmışsın caz konseri dizisi yapıyor, bir bakmışsın türkülere hayat veriyor, bir bakmışsın hiç kimsenin bilmediği arabesk bir şarkıya ruh katıyor, proje albümlerde onun için şarkılar yapılıyor vesaire. Yani Nükhet Duru sadece Ajda Pekkan veya Sezen Aksu gibi tek bir projenin ürünü değil, bir sanat yelpazesidir... O yüzden Nükhet Duru olmasına rağmen Nükhet Duru'dur. Çünkü Nükhet Duru denenmemişi deneyen bir yaratıcılık, sanattır ki sanatın bir değeri yoktur bu ülkede.
Nilüfer'i de sürekliliği ve hiç aşağıya düşüş göstermeyen başarı grafiğiyle ayrı tutabiliriz...
Not: Nükhet Duru'nun caz, klasik, operamsı doğu-batı sentezlerini ondan önce deneyen olmamış mıdır; olmuştur ama yıldızlaşamamışlardır...
İkinci bir not: İnanıyorum ki Nükhet Duru'nun gerçek değeri daha ileriki zamanlarda daha iyi anlaşılacaktır. "Ben Gene Sana Vurgunum" falan daha buz dağının ucunun ucudur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder